Büyük âlim ve Veli Behaeddin-i Buhari “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün;
- Kardeşlerim, öyle olun ki, insanlar sizin hakkınızda, “Allah için insan bu kadar iyi olabilir” desinler, buyurdu. Herkese yumuşak söyleyiniz, yumuşaklıkla muamele ediniz. Az konuşunuz, kimseyi incitmeyiniz. Merhametli, affedici ve fütüvvet sahibi olunuz.
Sordular:
- Fütüvvet nedir efendim?
- Fütüvvet, gücendiği kimseye iyilik etmek, sevmediğine ihsanda bulunmak, sıkıldığı insana güler yüz göstermektir, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Yaptığınız iyilikleri ve size yapılan kötülükleri unutun. İki şey de var ki, onları hiç unutmayın.
- Neleri unutmayalım efendim?
- Allahü teâlânın sizi her an, her yerde gördüğünü ve ölümü.
Bilmeden Müslümanlık olmaz
Bir gün de sohbetinde;
Şeytan, nefs ve dünya kelimelerini telaffuz ettikten sonra;
- Bu üç felaketten kurtulmak isteyen, ilmihal okusun, buyurdu. İslamiyet, bilmek dinidir. Yani dünya ve ahrette rahat etmek, saadete kavuşmak için, dinimizin bildirdiği, inanılacak ve yapılacak şeyleri öğrenmek, bilmek ve bunların gereğini yerine getirmek mecburiyetindeyiz.
Ve ekledi:
- Bilmeden ve bildiklerini yapmadan, Müslümanlık olmaz. Unutmayın, dinini bilmeyenin dini yoktur.
Şöyle devam etti:
- Ya hayır söyleyin, ya da susun. Ölüm var, kabir azabı var, kıyamet var, mahşer sıkıntıları ve nihayet Cehennem var. Bütün bunlar insanları bekliyor. Bir araya geldiğinizde İslamiyet’ten konuşun. Yahut açın bir ilmihal kitabı okuyun.
Şöyle bitirdi:
- Allah rızası için üç beş kişi bir araya gelir de Allah’tan ve Peygamberden bahsederlerse, gökteki melekler onlara imrenirler.
|