Evliyanın en büyüklerinden Behaeddin-i Buhari “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün, birkaç ahbabıyla sohbet ederken;
- Kardeşlerim, günah, Allahü teâlânın emirlerini yapmamak, yasak ettiklerinden sakınmamaktır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Ancak emir ve yasaklar, Müslümanlara, yani imanı olanlaradır.
Sordular:
- Kâfirlere günah yok mu efendim?
- Hayır, onlara günah yoktur.
- Nasıl olur efendim?
- Allahü teâlâ, kâfirleri, emir vermekle, ibadet ettirmekle şereflendirmedi, buyurdu. Onlar, hayvanlar gibi, her istediklerini yaparlar, günah olmaz. Kâfirlerden yalnız bir şey yapmaları istenilmiştir.
Sordular:
- O nedir efendim?
- Bu emir, iman etmeleri, Müslüman olmalarıdır. Kâfirler, bu emri dinlemedikleri için, biricik suç işlemiş oluyorlar. Fakat bu suç, en büyük suç olup, cezası da en büyük, çok acı ve sonsuzdur.
Şöyle bitirdi:
- Bu sonsuz ceza, bunlara, ahirette, Cehennemde verilecektir.
Doğru tefsir kitabı
Bir ara tefsirden sordular.
Cevabında;
- Kur’an-ı kerimin mânâsını yalnız Muhammed aleyhisselam anlamış ve hadis-i şerifleriyle bildirmiştir, buyurdu. Kur’an-ı kerimi tefsir eden Odur. Doğru tefsir kitabı da, Onun hadis-i şerifleridir.
Sordular:
- Biz nasıl öğreneceğiz efendim?
- İlmihal kitaplarından.
Ve izah etti:
- İslam âlimleri, uyumayarak, dinlenmeyerek, bu hadis-i şerifleri toplayıp, tefsir kitaplarını yazmışlarsa da, bunları anlayabilmek için, otuz sene durmadan çalışıp, yirmi ana ilmi ve bunların kolları olan seksen ilmi iyi bilmek lazımdır.
Ve ekledi:
- Bu geniş ilimleri bilmeyenlerin, bugünkü arabçaya göre, yaptıkları Kur’an tercümeleri, Kur’an-ı kerimin mânâsını vermekten çok uzaktır.
|