Evliyanın en büyüklerinden Behaeddin-i Buhari “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı sevdikleri gelerek;
- Efendim, başımıza gelen sıkıntıların sebebi nedir? diye sordular.
Cevaben;
- İşlediğimiz günahlardır, buyurdu. Başımıza gelen belalar, hep kötü amellerimizin neticeleridir. Nitekim hadis-i şerifte mealen; (Amirleriniz, amellerinizdir) buyuruldu.
Ve ekledi:
- Kendimizi ıslah etmeye çalışalım! Vera ve takvaya sarılalım!
- Vera ve takva nedir efendim?
- Günahlardan kaçınmaya vera ve takva denir. Âyet-i kerimede mealen; (Takva sahiplerini sıkıntıdan kurtarırız) buyuruldu.
Azaptan kurtulmak için
Bir sohbetinde de;
- Dünyada felaketlerden, ahirette azaptan kurtulmak için, iki şey lazımdır, buyurdu. Emirlere sarılmak, yasaklardan sakınmak!
Sordular:
- Hangisi daha mühimdir efendim?
- Yasaklardan sakınmak daha mühimdir ki, buna (Vera) ve (Takva) denir.
Şöyle devam etti:
- Resulullahın yanında, birisinin çok ibadet ettiğini, birinin de, yasak edilen şeylerden çok sakındığını söylediklerinde; (Hiçbir şey, vera gibi olamaz!) buyurdu. Bir hadis-i şerifte de; (Dininizin direği veradır) buyurdu.
Ve ekledi:
- İnsanın melekten daha üstün olabilmesi, vera sayesindedir.
- İnsan melekten üstün müdür efendim?
- Evet ama her insan değil. İnsanların seçilmişleri melekten üstündür. Melekler de, emirlere itaat ediyor. Ama onlar yükselemiyorlar.
- İnsanların yükselmesine sebep nedir efendim?
- Vera ve takvadır. O halde takva üzere olmak, her şeyden daha lüzumludur. İslamiyet’te en kıymetli şey, takvadır. Dinin temeli, takvadır. Vera ve takva, haramlardan kaçınmak demektir.
|