Evliyayı kiramın en büyüklerinden İmam-ı Rabbani “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün;
- İnsanların yaratılmasına sebep nedir efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Allahü teâlâya ibadet etmeleri için, buyurdu. İbadetleri yapmak da imanın hakikati olan yakîni elde etmek içindir.
Ve ekledi:
- Nitekim âyet-i kerimede mealen; (Yakîn elde etmek için Rabbine ibadet et!) buyuruldu.
Sordular:
- Yakîn ne demek efendim?
- Yakîn, hakiki iman etmek demektir.
- Bizim imanımız hakiki değil mi efendim?
- İbadet yapmadan önce olan bu iman, imanın kendisi değil, görünüşüdür. Âyet-i kerimede mealen; (yakîn elde etmek için) yani (İmanın kendisini elde etmek için) buyuruluyor. Bu konuda başka âyet de var.
- Hangisi efendim?
- Sure-i Nisa yüzotuzbeşinci âyetinde mealen; (Ey iman edenler! İman ediniz!) buyuruluyor.
Ve açıkladı:
- Yani bunun mânâsı; (Ey! İmanın suretini edinenler! İbadet yaparak, imanın kendisine kavuşunuz!) demektir.
Müflis kime denir?
Bir gün de kul hakkından bahsediyordu ki, şunu anlattı sevdiklerine:
Sevgili Peygamberimiz “aleyhisselam” bir gün eshabına sordu:
- Müflis kimdir, biliyor musunuz?
Eshab-ı kiram;
- Bizim bildiğimiz müflis, parası, malı olmayan kimsedir, dediler.
Buyurdu ki:
- Ümmetimden müflis şu kimsedir ki, kıyamet günü namazları ile, oruçları ile ve zekatları ile gelir. Fakat, kimisine sövmüştür. Kiminin malını almıştır. Kiminin kanını akıtmıştır. Kimini dövmüştür. Hepsine bunun sevaplarından verilir. Haklarını ödemeden önce sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları alınarak buna yüklenir. Sonra Cehenneme atılır.
|