En büyük âlim ve evliyalardan Mevlana Halid-i Bağdadi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Müslümanlar yetmişüç fırkaya ayrılacaklar, buyurdu. Bu yetmişüç fırkadan herbiri, İslamiyet’e uyduğunu iddia etmekte, Cehennemden kurtulacağı bildirilen bu fırkanın kendi fırkası olduğunu söylemektedir.
Ve ekledi:
- Nitekim âyet-i kerimede mealen; (Her fırka, doğru yolda olduğunu sanarak, sevinmektedir) buyuruldu.
Sordular:
- O kurtulan fırkanın alameti yok mu efendim?
- Var tabii. Efendimiz “aleyhisselam” bu alameti; (Bu fırkada olanlar, benim ve Eshabımın gittiği yolda bulunanlardır) şeklinde bildiriyor.
Ve izah etti:
- İslamiyet’in sahibi kendini söyledikten sonra, Eshab-ı kiramı da, söylemesine lüzum olmadığı halde, bunları da söylemesi; (Benim yolum, Eshabımın gittiği yoldur. Kurtuluş yolu, yalnız Eshabımın gittiği yoldur) demektir.
Namaz, dinin direğidir
Bir gün de birkaç sevdiğine;
- Kardeşlerim, insana her şeyden önce itikadını, imanını düzeltmek lazımdır, buyurdu. Bundan sonra, salih, yarar işleri yapmaya sıra gelir.
Sordular:
- Yarar işler nelerdir efendim?
- İbadetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü teâlâya en çok yaklaştıran yarar şey, namazdır.
Ve bir hadis-i şerif:
- Peygamberimiz “aleyhisselam”; (Namaz dinin direğidir. Namaz kılan kimse, dinini kuvvetlendirir. Namaz kılmayan, elbette dinini yıkar) buyurdu.
Ve hatırlattı:
- Namazı doğru dürüst kılmakla şereflenen bir kimse, çirkin kötü şeyler yapmaktan korunmuş olur.
Sordular:
- Namaz çok mühim öyleyse efendim.
- Elbette. Âyet-i kerimede mealen; (Doğru kılınan namaz, insanı fahşadan ve münkerden herhalde uzaklaştırır) buyuruldu.
|