Büyük İslam âlimlerinden ve İstanbul’da Kadıköy müftüsü iken 1967 yılında vefat eden seyyid Ahmet Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gün sevdiği bazı gençlere;
- Bir kimse şu iki nimete kavuşmuşsa, o artık hiçbir şeye üzülmesin, buyurdu.
Gençler merak etti:
- O nimetler nedir ki efendim?
- Birisi, İslamiyet’in sahibi olan Muhammed aleyhisselama tâbi olmak, ikincisi, hocasını, mürşidini sevmektir. Bu iki nimet, insanı bütün saadetlere ve feyzlere kavuşturur.
- Bu iki nimet nasıl elden çıkar efendim?
- Bunların elden çıkmasına sebep olan en zararlı, en tehlikeli şey, dinsiz ve mezhepsiz kimselerle ve bunların kitapları, gazeteleri ve her türlü yayınları ile beraber olmaktır.
Ve ekledi:
- Böyle bozuk kimselerden ve yayınlardan, aslandan kaçar gibi kaçmalıdır.
- Bize ne tavsiye edersiniz efendim?
- Ehl-i sünnet âlimlerinin veya imanı ve ibadetleri bozuk olmayan hakiki Müslümanların kitaplarını okuyun.
Allah adamı nasıl olur?
Bir gün de bazı sevdiklerine;
- Kardeşlerim, tasavvuf ehli olduğunu söyleyenler çoktur. Ama bunlardan yalnız Resulullaha tâbi olanlar doğrudur, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Kur’an-ı kerime ve hadis-i şeriflere tâbi olmayan kimseyi, Allah adamı sanmayınız!
Sordular:
- Allah adamı nasıl olur efendim?
- Allah adamları, Resulullah efendimize “aleyhisselam” tam uyanlardır. Zira insanı, Allah’ın rızasına ve sevgisine kavuşturan yol, Kitaba ve Sünnete bağlı olanların gittikleri yoldur.
|