Büyük Veli Seyyid Abdülhakim Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, bir Müslüman, hiç kimseye karşı hiçbir tecavüzde bulunmaz, buyurdu. Kendisine veya dinine karşı bir saldırı olursa, ona tatlı dil ile nasihat eder. Kabul etmezse, mahkemeye haber verir.
Sordular:
- Mahkeme vasıtası ile hakkına kavuşamazsa efendim?
- O zaman evine, iş yerine çekilir. Tecavüz edenler arasına karışmaz.
- Peki evine, iş yerine saldırılırsa efendim?
- O zaman hicret eder. Yani o şehri terk eder.
- Ya gidecek şehir bulamazsa efendim?
- O takdirde o memleketi terk eder. Başka bir İslam memleketine gider.
- Gidecek İslam memleketi bulamazsa efendim?
- O zaman insan haklarına riayet eden bir kâfir memleketine hicret eder.
Şöyle özetledi:
- Velhasıl bir Müslüman dili ile, eli ile kimseyi incitmez. Kimsenin malına, mülküne, ırzına ve namusuna dokunmaz.
Cihat nedir?
Bir gün de Cihattan sordular bu mübarek zata.
Cevaben;
- Cihad, Allahü teâlânın kullarına, Allahü teâlânın hak olan dinini bildirmek demektir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Bu da, Allahü teâlânın dininin, Allahü teâlânın kullarına ulaşmasına mani olan zalim, sömürücü diktatörleri, kılıç kuvveti ile, zor kullanarak ortadan kaldırmakla yapılır.
Ve bunu izah etti:
- Önce nasihat edilir. Yani İslamiyet’i kabul etmeleri teklif olunur.
Sordular:
- Kabul etmezlerse efendim?
- Kabul etmezlerse, İslam’ın hakimiyetini kabul edip haraç ve cizye vermeleri teklif olunur.
- Bunu da kabul etmezlerse efendim?
- O zaman güç kullanarak bu engeller ortadan kaldırılır. Fakat bu zor ile, kuvvet ile olan cihadı şahıslar değil, İslam devleti yapar.
|