En büyük âlim ve evliyalardan Seyyid Abdullah-ı Şemdini “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün namazın üstünlüklerinden anlatıyordu ki;
- Kardeşlerim şartlarına göre kılınan bir namaz, kıyamet gününde sahibine gölge, Cehennem ateşiyle kendi arasında siper, Sırat köprüsünü yıldırım gibi geçirici, Cennetin anahtarı ve Cennette başına tacdır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Allahü teâlâ, müminlere namazdan daha önemli bir şey vermemiştir. Eğer namazdan daha üstün bir ibadet olsaydı, en önce müminlere onu verirdi. Zira meleklerin kimi devamlı kıyamda, kimi rükuda, kimi secdede, kimi de teşehhüddedir. Bunların hepsini bir rekat namazda toplayıp, müminlere hediye verdi.
Şöyle bitirdi:
- Namaz, imanın başı, dinin direği, İslam’ın kavli ve müminlerin miracı, göğün nuru ve Cehennemden kurtarıcıdır.
Namazı kazaya kalınca
Bir gün de namazın ehemmiyetinden sordular.
Cevaben şunu anlattı:
Bir gün hazret-i Ali’nin “radıyallahü anh” ikindi namazı geçmişti. Üzüntüsünden kendisini dağdan aşağı attı. İnleye inleye ağlayıp, feryat etti. Efendimiz “aleyhisselam” bu durumu haber alınca, birkaç Eshabı ile birlikte Onun yanına geldiler ve halini görünce, ağlayıp dua ettiler. Güneş tekrar yükseldi.
Bunun üzerine;
- Yâ Ali! Başını kaldır, bak güneş hâlâ görünüyor, buyurdular.
Hazret-i Ali çok sevindi.
Ve fırlayıp namazını eda etti.
Kızarsanız, yumuşak davranın!
Bir gün de bazı ahbabına;
- Kızdığınız zaman yumuşak davranın, buyurdu.
Ve ekledi:
- Böyle yaparsanız Allahü teâlâ sizi sever.
Ve bir hadis-i şerif nakletti.
- Efendimiz “aleyhisselam”; (Kızdığı zaman, öfkesini yenerek yumuşak davranan kimseyi Allahü teâlâ sever) buyuruyor.
|