Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Taha-yı Hakkâri “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Bir farzı yaparken, edeblerinden bir edebi yapmak ve bir mekruhundan sakınmak, zikir, fikir ve murakabadan kat kat daha kıymetlidir, buyurdu.
Ve izah etti:
- Evet bunlar, o edebleri yapmakla ve mekruhlardan sakınmakla beraber yapılırsa, elbet çok faydalı olurlar. Fakat onlarsız olunca, bir şeye yaramazlar.
Ve misal verdi:
- Mesela bir lira zekat vermek, binlerce lira nafile sadaka vermekten daha iyidir. O bir lirayı verirken bir edebini gözetmek, mesela, yakın akrabaya vermek de o nafile sadakadan kat kat daha iyidir.
Şöyle bitirdi:
- Gece namazı kılmak isteyenlerin, kazaları varsa, kaza namazı kılmaları lazımdır.
Namaz ne zaman farz oldu?
Bir gün de sohbetinde;
- Bütün ibadetler, namaz içinde toplanmıştır, buyurdu. Kur’an-ı kerim okumak, tesbih söylemek, yani Sübhanallah demek, Resulullaha salevat söylemek, günahlara istiğfar etmek ve ihtiyaçları yalnız Allahü teâlâdan isteyerek Ona dua etmek namaz içinde toplanmıştır.
Ve devam etti:
- Ağaçlar, otlar, namazda durur gibi dik duruyor, hayvanlar, rüku halinde, cansızlar ise namazda (Kade)de oturur gibi yere serilmişlerdir. Namaz kılan, bunların ibadetlerinin hepsini yapmaktadır.
Sordular:
- Namaz ne zaman farz oldu efendim?
- Mirac gecesi farz oldu. O gece, mirac yapmakla şereflenen, Allah’ın sevgili Peygamberine “sallallahü aleyhi ve sellem” uymayı düşünerek namaz kılan bir Müslüman, O yüce Peygamber gibi, Allahü teâlâya yaklaştıran makamlarda yükselir.
|