Evliyanın büyüklerinden Seyyid Muhammed Salih “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sevdiklerine;
- Dinimizin esası, öğrenmek, öğrendiklerini yapmak ve başkalarına da öğretmektir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Eğer öğretmezsek, bizden sonraki nesil İslamiyet’i duymadan ölürse, büyük vebal altında kalırız.
Bunu daha açıkladı:
- Bizden öncekiler, canlarıyla, mallarıyla, kanlarıyla, bizlere İslamiyet’i getirmeselerdi, biz belki Müslüman olamazdık. Eğer Müslümansak, bunu o mübarek ecdadımıza borçluyuz.
Ve özetledi:
- Yani iki mühim mesuliyetimiz var. Biri öğrenmek. İkincisi mutlaka öğretmek.
Müflis kime denir?
Bir gün de şunu anlattı sevdiklerine:
Bir gün Peygamberimiz “aleyhisselam”;
- Müflis kimdir? diye sordu eshabına.
Eshab-ı kiram;
- Allah’ın Resulü daha iyi bilir, dediler.
Buyurdu ki:
- Müflis şu kimsedir ki, ahirete çok ibadetlerle, çok sevaplarla gelir. Fakat kiminin kalbini kırmış, kiminin gıybetini yapmıştır. Sevapları bu hak sahiplerine verilir. Yetmezse, onların günahları buna yükletilir ve Cehenneme atılır.
Ve nasihat etti:
- Öyleyse gıybet yapanı görürseniz, sakın dinlemeyin. Hatta susturun.
- Nasıl susturalım efendim?
- Açıkça “Sus!” deyin. Susmazsa, ayrılın yanından.
En büyük keramet
Bir gün de;
- Efendim, en büyük keramet nedir? diye sordular.
Cevaben;
- İstikamet sahibi olmaktır, buyurdu.
- İstikamet nedir efendim?
- İstikamet, doğru yolu bulduktan sonra bu yoldan hiç ayrılmamaktır ki, bu da çok zordur ve sabır ister.
|