Büyük Veli Seyyid Sıbgatullah-i Hizani “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün sevdiği bir genç;
- Efendim muvaffak olmanın sırrı nedir? diye sordu.
Cevabında;
- Başarının sırrı, kızmamaktır, buyurdu. Kızan kaybeder.
Delikanlı sordu:
- Başka efendim?
- Güler yüzlü, tatlı dilli olacaksın. Kimseyi üzmeyeceksin. Kalb kırmayacaksın. Ahiret yolcusunun gönül alması lazım, kalb kırmaması lazım.
Ve özetledi:
- Bizim yolumuz, önce ahiret, sonra dünyadır. Bir hadis-i şerifte; (En iyiniz, yanına yaklaşılması en kolay olanınızdır) buyuruldu.
Ve ilave etti:
- Bunun tersi, yanına yaklaşılması en zor olan, en kötünüzdür, demektir. Velhasıl, her halimizle dinimizi sevdirmeliyiz. Bu da, kendimizi sevdirmekle olur.
Cihat, Allah için hizmettir
Bir gün de sohbetinde;
- Bedenin sıhhati yemekle, ruhun sıhhati vermekle olur. Cihat, Allah için hizmettir. Bu hizmetin kolay tarafı yoktur, buyurdu.
Ve şöyle devam etti:
- Bu hizmet ihlas ister, müdara ister, kısacası güzel ahlak ister. Bu hizmet memurlukla mukayese edilmez. İzin, mesai, gece ve gündüz mefhumları düşünülmez.
Ve ekledi:
- Bu hizmette sıkıntıları nimet bilmek gerekir. Çok çalışan, çok sıkıntı çeken, çok nimete kavuşur.
Gayemiz, bir kişiyi kurtarmak
Bir gün de;
- Kardeşlerim, bir kişinin kurtuluşuna sebep olmak, peygamberlik görevi yapmaktır, buyurdu. Ama nefsi için yapmayacak. Nefsi için olursa, hiç kıymeti yok. İlla ki Allah için yapmak lazım. Ya ilim öğretmek için giderse, daha çok sevap kazanır.
Ve ilave etti:
- Marifet, çok para kazanmak değil, çok sevap kazanmaktır.
|