Evliyanın en büyüklerinden Muhammed Bâkibillah “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sevdiği bazı gençlere;
- Zamanımız, Resulullahın nurlu zamanından çok uzak olduğu için ve kıyamet vakti yaklaştığı için, bid’atler yayılıp, zulmetleri alemi kapladı, buyurdu
Ve ekledi:
- Resulullahın sünneti, yolu, yani İslamiyet’in emirleri ve yasakları unutulup İslamiyet’in nurları kalmadı.
Sordular:
- Bize tavsiyeniz nedir efendim?
- İslamiyet’i meydana çıkarmak, din bilgilerini yaymak için çok çalışınız! Allahü teâlânın rızasını kazanmaya sebep olan şeylerin başında, bu çalışmak gelmektedir.
Ve ilave etti:
- Resulullahın şefaatine kavuşturacak en faydalı şey, bu çalışmaktır. Hadis-i şerifte; (Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana, yüz şehit sevabı verilecektir) buyuruldu.
- Burada Sünnet’ten maksat nedir efendim?
- Sünnet demek, İslamiyet’in bir hükmü demektir. Bir sünneti meydana çıkarmak için, bunu evvela kendisi yapmalı, sonra başkalarının da yapmaları için çalışmalıdır.
Müminin alameti
Sohbetin sonuna doğru;
- Müminin alameti nedir efendim? diye sordular bu zata.
- Birçok alameti var, buyurdu.
- En mühimleri nedir efendim?
- Mesela verdiği zaman sevinmek, günah işlediği zaman üzülmek, mümin olmanın alametidir, buyurdu.
- Başka efendim?
- Kimseye yük olmamak, herkesin yükünü çekmektir. Ben size müminin tarifini yapayım mı?
- Seviniriz efendim?
- Mümin, elinden ve dilinden kimseye zarar gelmeyen kimsedir.
|