Büyük Velilerden Hâcegi Muhammed Emkenegi “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün bazı gençlere;
- İmanı ve farzları ve haramları öğrenmek, bilmek, her Müslümana farzdır, buyurdu. Otuzüç farz meşhurdur. Bunlardan dördü esas olup, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hac etmektir.
Ve ekledi:
- İman ile beraber bu dört farz, İslam’ın şartıdır.
Şöyle devam etti:
- İman edip de ibadet edene, yani bu dört farzı yapana (Müslüman) denir. Dördünü birden yapıp da, haramlardan kaçınan, tam Müslümandır.
Sordular:
- Biri noksan olursa efendim?
- Bunlardan biri bozuk olur veya hiç olmazsa, Müslümanlık bozuk olur. Dördünü de yapmayan, mümin olsa da Müslümanlığı tam değildir.
Ve izah etti:
- Böyle iman, insanı yalnız dünyada korursa da, ahirete imanla gitmek güç olur.
- Neden efendim?
- Çünkü iman, muma benzer, ibadetler ise mum etrafındaki fener gibidir. Fenersiz mum çabuk söner.
Melekler, nurani cisimlerdir
Bir gün de bazı gençler;
- Bize cin ve melek hakkında bilgi verir misiniz efendim, dediler.
Cevabında;
- Cin yani peri, ateşin alev kısmından yapılmış cisimler olup, her şekle girebilirler, buyurdu.
Sordular:
- Ya melekler efendim?
- Melekler ise, nurani cisimlerdir. Muhtelif şekillere girebilirler. Melek ile cin, yaratılış bakımından birbirine yakındır. Melekler, muhteremdir, kıymetlidir. Cin, hakirdir, kıymetsizdir.
Ve daha açıkladı:
- Melekde, nur, yani ışık kısmı, cinde ise, alev maddesi fazladır. Elbette nur, zulmetten efdaldir.
Ve altını çizdi:
- Cinnin ve meleklerin varlığına inanmayanın imanı gider.
|