Âlim ve Evliyanın büyüklerinden Alî Ramiteni “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı gençler;
- Efendim geçen sohbette, (Kim kimi severse, ahirette onunla beraber olacak) buyurmuştunuz. Bunu biraz açıklar mısınız, diye rica ettiler.
Cevabında;
- Seven kimse, sevdiklerinin iyi amellerinden birkaçını veya hepsini yapmadıkca, yalnız sevmekle, onların yanına kavuşamaz, buyurdu.
Ve daha açıkladı:
- Bir cemaati sevenler üç kısım olabilir. Birinci kısmı, onların bütün amellerini ve ahlakını edinmiştir ki, böyle sevenler, onlardan olur. Onlarla olur. Asıl sevmek de böyle olur.
Ve devam etti:
- İkinci kısmı, sevdiklerine hiç uymaz, onlara hiç benzemez. Böyleleri onlardan olamaz. Sevgileri, sözde kalır. Kalbine girmez. Sevginin yeri ise, kalb, gönüldür. Yalnız sözde kalan sevmeye, sevmek denilmez.
Sordular:
- Üçüncü kısmı nasıldır efendim?
- Üçüncüleri, sevdiklerinin birkaç ameline uyar. Eğer imanda uymamış ise, onlardan olamaz. Onları seviyorum demesi hiç doğru değildir. Onun kalbinde, onlara sevgi değil, düşmanlık vardır.
Ve misal verdi:
- Yahudilerin ve hıristiyanların, Peygamberleri seviyoruz demeleri böyledir işte.
- Gücü yetmediği, nefsine hakim olamadığı için, hepsine uyamamış ise efendim?
- Eğer böyle ise, onlarla birlikte olmasına mani olmaz. Hadis-i şerifler, bu kısmı bildirmektedir işte. Yani bir cemaati seven, fakat tam onlar gibi olamayan kimseye karşı söylenmiştir.
Şöyle bitirdi:
- Büyüklerden biri; (Yâ Rabbi! Sana hep isyan ettim. Fakat, sana itaat edenleri hep sevdim. Beni bu sevgime bağışla!) diyerek dua ederdi.
|