Mansur bin Ammar hazretleri “rahmetullahi aleyh”, gençliğinde yerde bir kağıt gördü gezinirken.

Besmele-i şerife yazılıydı üzerinde.
Vicdanı sızlayarak eğilip aldı onu.

Etrafına bakınıp, onu koyacak yüksek bir yer aradı, ama bulamadı.
Yere de atamadı tekrar.

Besmeleye hürmeten, ağzına koydu onu.
O gece, nurlu bir zat girdi rüyasına.

- Sen Rabbinin ismine hürmet ettin. Allah da ilim ve hikmetin kapılarını açtı sana, buyurdu.

Uyanıp çok duygulandı bu rüyadan.
Bütün günahlarına tövbe etti.

Çalışıp, kısa zaman içinde Veliler “rahmetullahi aleyhim” arasına katıldı.

Arkadaşın önemi

Bir gün bazı sevdikleri;
- İman nedir efendim? diye sordular bu zata.

Cevabında;
- İman, benim sizi gördüğüm gibi, Allah’ın varlığına, birliğine ve Muhammed “aleyhisselam”ın Onun Peygamberi olduğuna inanmaktır, buyurdu.

Ve ekledi:
- Bu iman elde edildi mi, gerisi kolay.

- Nasıl kolay efendim? dediler.
- Arkadaş, buyurdu. Arkadaşınız iyiyse, siz de iyi olursunuz. Kötüyse, sizi de kötü yola sürükler.

Ve ekledi:
- Peygamber efendimiz “aleyhisselam”; “İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir” buyuruyor.

Sordular:
- Yani imanımızın kuvvetli olmasını istiyorsak ne yapacağız hocam?
- İmanı kuvvetli olanlarla beraber olacaksınız.

- Namaz kılmak istiyorsak?
- Namazını muntazaman kılan birisiyle arkadaş olacaksınız.

- İhlasımızın artması için?
- Bunun için de, ihlaslı kimselerle görüşecek, onlarla yakınlık kuracaksınız. Yani bu, bir tercih meselesidir.