Davud-i Tai hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” evine biri geldi bir gün.
Ama hiçbir eşya görmedi içeride.
Kerpiçten bir yastığı vardı, bir hasırı, bir de su kabı.
Dikkat etti, kapı bile yoktu evinde.
Kendisine;
- İsterseniz bir kapı takalım eve. Vahşi hayvanlar zarar vermesinler, dedi.
Cevaben;
- Lüzum yok, buyurdu.
- Neden efendim?
- Beni bu dünyadaki vahşilerden korursunuz. Peki kabirdekilerden kim koruyacak? buyurdu.
Ve ekledi:
- Hem mezardaki yılanlar öyle büyüktür ki, dünyadakiler hiç kalır ona göre.
En kıymetli kul
Bir gün de cemaatine;
- Allah indinde en kıymetli kul, takva sahibi olan, yani Allah’tan korkandır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Rabbimiz bir kulunda iki korkuyu birleştirmez.
- Bu ne demek? diye sordular.
Buyurdu ki:
- Yani dünyada Allah’tan korkanı cenâb-ı Hak ahirette hiç korkutmaz. Dünyada korkmayanı ise ahirette çok korkutur.
Çok seven, çok korkar
Bir gün de sohbetinde;
- Çok seven, çok korkar, buyurdu.
Ve izah etti:
- Mesela ben hocamdan çok korkuyorum. Ama sevdiğim için korkuyorum. Yani Onu üzerim, kırarım diye titriyorum.
- Allah korkusu da böyle midir efendim? dediler.
- Elbette. Allah korkusunun da menşeinde sevgi vardır. Allahü teâlâyı çok sevenler, Ondan çok da korkarlar.
|