Maruf-i Kerhi hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” talebesi Sırri-yi Sekati hazretleri şöyle anlatıyor:
Ben, bir gece hocam Maruf-i Kerhi hazretlerini rüyada gördüm.
Arş-ı âlâ altında, hayran ve şaşkın vaziyette hareketsiz duruyordu.
Ben onu seyrederken;
- Bu kimdir? diye sual etti Rabbimiz meleklere.
Melekler cevaben;
- Yâ ilahi! Sen bu zatı bizlerden daha iyi bilirsin, dediler.
Hak teâlâ katından;
- O, Maruf'tur ki, benim muhabbetimden böyle hayran ve mest olmuştur. O, nice seneler geçse de hep bu halde kalır. Beni görmeden kendisine gelemez, diye nida geldi.
Oyuncak alacağım
Yine Sırri Sekati hazretleri anlatıyor:
Bir bayram günü hocamı gördüm, hurma topluyordu yerden.
Edeble yaklaşıp;
- Bunları niçin topluyorsunuz? diye sordum.
- Bir yetim çocuk gördüm. Hiç oyuncağım yok diye ağlıyordu. Bunlarla ona oyuncak alacağım, buyurdu.
- İzin verirseniz bu işi ben yapayım hocam.
- Pekâlâ, sen yap, buyurdu.
Hemen koşup bir oyuncak aldım ve o yetime götürdüm.
O yetimciğin sevincini hiç unutamıyorum.
Ama ben de çok sevindim o gün.
Zira o çocuk sevinince kalb gözüm açılmış, ilahi nurlarla dolmuştu kalbim.
Nefs neden düşmandır?
Bir gün sordular bu zata:
- Nefs neden büyük düşmandır efendim?
Buyurdu ki:
- Allah öyle yarattı onu. Ama ondan korunmak için kullarına çok mühim bir şey de verdi.
- Ne verdi hocam?
- Akıl nimetini verdi. İnsan, aklını kullanarak nefsinin şerrinden kurtulabilir.
- Ya aklını kullanamazsa efendim?
- O zaman nefs ona merkep gibi biner ve istediğini yaptırır. Onun için Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde; “Ey akıl sahipleri!...” diye hitab ediyor müminlere.
|