İmam-ı Rabbani hazretlerinin “kuddise sirruh” talebesinden üç kiÅŸi, bir iÅŸ için sahraya çıkmışlardı bir gün.
Oralarda bir puthane gördüler.
Şunu yıkalım mı diye istişare ettiler aralarında.
Ve yıkmaya karar verdiler.
Zira o puthanede tapınan Hindular, zaman zaman toplanıp, garip Müslümanlara eziyet ediyorlardı.
Kimsecikler de yokta ortalıkta.
Ve başladılar yıkmaya.
Çıkan gürültüyü iÅŸiten Hindular öÄŸrendiler bu durumu.
Ve birbirlerine haber vererek koÅŸtular oraya.
Yaklaşık bin kiÅŸiydiler ve o gençlerin etrafını muhasara ettiler bir anda.
Sonra da saldırdılar taş ve sopalarla.
O garipler üç kiÅŸi olup, silahsızdılar üstelik.
Yetiş ya İmam!
Çaresizdiler.
Bir tanesi, kalbinden;
“YetiÅŸ ya Hazret-i İmam! Allah’ın izniyle gel de kurtar bizi bu zâlimlerden!” diye yardım istedi hocalarından.
O anda sesini işittiler Hazret-i İmamın.
- Korkmayın, yardım geliyor! diye seslenmiÅŸti büyük Veli.
Ve bir grup süvari yetiÅŸti gaibten.
Yirmi otuz kadar atlı mücahitti bunlar.
Yalın kılıç daldılar o bin kiÅŸilik Hindu grubuna.
Çil yavrusu gibi dağıldı çapulcular.
Gelenler de kayboldu gözden.
Her günah büyüktür
Bir gün sohbetinde;
- Günahın büyüÄŸü, küçüÄŸü olmaz, buyurdu. Günahın küçüÄŸü de büyüktür.
Ve ÅŸöyle açıkladı:
- Günahın cinsi deÄŸil, kime karşı iÅŸlendiÄŸi mühimdir. Kul günah iÅŸlemekle kime isyan etmiÅŸ oluyor? Allahü teâlâya. Öyleyse her günah büyüktür.
|