Resulün huzuruna gelen elçi heyeti,
Dediler ki: (Biz artık seçtik İslamiyet’i.
Ve lakin İslamiyet nedir, hiç bilmiyoruz.
Bize muallim gönder, çok rica ediyoruz.)
Eshabdan on kişiyi ayırarak o Server,
Gönderdi bu iÅŸ için, o heyetle beraber.
Lakin o kâfirlerin, yalandı bu sözleri.
Maksat, öldürmek idi gelen sahabileri.
Eshab, halis niyetle giderlerken nihayet,
Kâfirler pusu kurup, eylediler ihanet.
Onlar, Reci suyunun yanındaki bir dağda,
Gizlenmek gayesiyle bulundukları anda,
Birden ikiyüz kâfir peyda olup o zaman,
O dağın etrafını sardılar dört bir yandan.
Önce seslendiler ki: (Gelip teslim olunuz!
Aksi halde bilin ki, ölüm olur sonunuz.)
Asım bin Sabit ise, hiç de aldırmayarak,
Önce bir ok fırlattı, buna cevap olarak.
Sonra da seslendi ki: (Ey kâfirler, duyunuz!
Siz, Eshab-ı Resulü ne zannediyorsunuz?
Biz, asla çekinmeyiz savaÅŸmaktan ve cenkten.
Hatta ÅŸeref duyarız, din için can vermekten.)
Yedi oku var idi, atıp peşi peşine.
Gönderdi yedisini, Cehennem ateÅŸine.
Peşinden mızrağını havaya kaldırarak,
Öldürdü birçoÄŸunu, ÅŸiddetle fırlatarak.
Sonra da kılıcını, çekip kırdı kınını.
Saldırıp, kâfirlerden öldürdü bir kısmını.
UÄŸraşırdı küffâr da, onu öldürmek için.
Zira yüz deve vardı akabinde bu iÅŸin.
Çünkü onun başını getirecek kimseye,
Yüz deve vaad etmiÅŸti müÅŸriklerden bir kimse.
Hazret-i Asım ise, dua etti ki hemen:
(Ya Rabbi, vücudumu hıfz et bu kâfirlerden.
Ben, senin rızan için sahip çıktım dinime.
Sen dahi dokundurma onları bedenime.)
İhanete uğrayan bu on mesut sahabi,
Kılıçları sıyırıp, dövüÅŸtü arslan gibi.
Sonunda, sekizine nasib oldu ÅŸehadet.
Asım bin Sabit dahi, şehid oldu nihayet.
Kâfirler, öldüÄŸünü görünce bu kiÅŸinin,
KoÅŸuÅŸtular yanına, başını kesmek için.
Lakin bir ÅŸey oldu ki, gözlerinin önünde,
Hiçbiri, böyle bir ÅŸey görmemiÅŸti ömründe.
Gönderdi Hak teâlâ, bir arı sürüsünü.
Bulut gibi örttüler, cesedinin üstünü.
Arılardan, yanına hiç yanaÅŸamadılar.
Bu sebeple başını kesip alamadılar.
Sonunda dediler ki: (Akşamı bekleyelim.
Arılar dağılsın da, öyle gelip keselim.)
Lakin akÅŸam olunca, sel gelip birdenbire,
Mübarek bedenini, götürdü baÅŸka yere.
Çok aradılarsa da o dağın her yerini,
Asla bulamadılar mübarek bedenini.
|