Evliyanın büyüklerinden Alâüddîn-i Attâr “kuddise sirruh” hazretleri, bir günkü sohbetinde;
- Peygamberler, kulları Allahü teâlâya yaklaÅŸtıran vasıta ve saÄŸlam iptirler, buyurdu. Evliyalar da öyledir.
Ve ekledi:
- Nitekim hadis-i ÅŸerifte; (İslamiyet’i iyi bilip, bildiÄŸi ile amel eden âlimler, Peygamberlerin vârisleridir) buyuruldu ki, bu hadis-i ÅŸerif, Evliyanın da, insanı Allahü teâlânın rızasına ve merhametine kavuÅŸturan vasıta ve ip olduklarını bildiriyor.
Åžöyle devam etti:
- Kur’an-ı kerimde mealen; (Allahü teâlâya yaklaÅŸmak için vesile arayınız!) buyuruluyor. Bu vesilelerin en büyüklerinden biri Peygamberler ve onların vârisleri olan âlim ve Evliyalardır.
Sordular:
- Bu Velilerden nasıl feyz alınır efendim?
- Bu büyüklerin eserlerini, hâl tercümelerini okuyarak, kendilerini tanımak ve sevmek pek kolay olur. Evliyayı sevenler, onların feyzine kavuÅŸur ve maÄŸfiret olunmakla müjdelenmiÅŸlerdir.
Bu dünyanın bir saati
Bir gün de sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, Bu dünyanın bir saati, kıyametin bin senesinden daha iyidir, buyurdu.
Sordular:
- Neden efendim?
- Çünkü bu bir saatte, iyi bir amel yapıp Allahü teâlânın rızası ve dolayısıyla sonsuz Cennet nimetleri kazanılabilir. Ama o bin senede hiçbir ÅŸey yapılamaz.
Her iyilik, sadakadır
Bir gün de sevdiklerine;
- Sadaka deyince ne anlıyorsunuz? diye sordu.
Cevaben;
- Fakirlere para vermeyi anlıyoruz efendim, dediler.
- O, sadakanın bir şeklidir. İnsanlara yapılan her iyilik, sadakadır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Hadis-i ÅŸerifte; (Güler yüzle selam verene sadaka sevabı verilir) buyuruldu.
|