En büyük âlim ve evliyalardan İmam-ı Rabbani “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün genç bir talebesine;
- Evladım! Yalancılığı çok defa görülmüÅŸ olan birisi, (DüÅŸman bu gece, filan yerden baskın yapacak) dese, idareciler, akıllılar, karşı koyma güçlerini düÅŸünmez mi? diye sordu.
Genç cevap verdi:
- DüÅŸünürler tabii efendim.
- O kimsenin yalancı olduğunu bildikleri halde, tehlike bulunan işlerde, ihtiyatlı, tedbirli, uyanık bulunmak lazımdır demezler mi?
- Derler efendim.
- Ömründe hiç yalan söylememiÅŸ ve doÄŸruluÄŸu ile ÅŸöhret bulmuÅŸ olan Sevgili Peygamberimiz “aleyhisselam”, tekrar tekrar, açıkça, ahiretin sonsuz azablarını bildiriyor. Buna inanmıyorlar. İnanılsa da, tedbir, kurtulma çaresi düÅŸünmüyorlar. Halbuki, Efendimiz “aleyhisselam” kurtuluÅŸ yolunu da, göstermektedir.
Ve devam etti:
- O halde, Muhbir-i sadıkın sözlerine, bir yalancının sözleri kadar kıymet vermemek, nasıl bir imandır? İmanım var demek, Müslümanım demek, insanı kurtarmaz.
Derin bin Âh çekti:
- Âyet-i kerimede mealen; (Allahü teâlâ, yaptıklarınızı hep görmektedir) buyurulduÄŸu halde, korkmadan, çekinmeden haramları yapıyorlar. Halbuki, herhangi bayağı bir kimse, bu çirkin iÅŸleri görecek olsa, belki görmek ihtimali olsa, yapmaktan vazgeçerler, öyle deÄŸil mi?
- Evet efendim.
- Bu halin iki sebebi olabilir evladım: Ya, Allahü teâlânın verdiÄŸi habere inanmıyorlar. Yahut da, Allahü teâlânın görmesine önem vermiyorlar. Haramları, bu iki sebep ile iÅŸlemek, imanı mı gösterir, kâfir olmayı mı gösterir?
Ve nasihat etti:
- Yavrum, yeniden imanını tazelemelisin! Peygamberimiz “aleyhisselam”; (La ilahe illallah, diyerek, imanınızı yenileyiniz!) buyurdu.
Son olarak;
- Öyleyse Allahü teâlânın razı olmadığı iÅŸlerinden tövbe etmeli, yasak ettiÄŸi, haram eylediÄŸi ÅŸeylerden sakınmalı ve beÅŸ vakit namazı cemaat ile kılmalısın evladım, buyurdu.
|