Evliyayı kiramdan Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sevdiklerine;
- Kıyamet yaklaÅŸtı. Küfür, bid’at ve günah zulmetleri her tarafı kapladı, buyurdu. Bugün herkes, bu zulmetlerin fırtınalarına yakalanıyor.
Åžöyle devam etti:
- Böyle bir zamanda, Peygamber efendimizin “aleyhisselam” sünnetlerinin ışıkları olmadan, doÄŸru yol bulunamaz. Resulullaha tâbi olmadan, kurtuluÅŸ olamaz.
Ve ilave etti:
- Allahü teâlânın sevgisine kavuÅŸmak için, Onun Habibine tâbi olmak lazımdır.
Son olarak;
- Peygamberimiz “aleyhisselam”; (Allahü teâlâyı seviyorsanız, bana tâbi olunuz! Allahü teâlâ, bana tâbi olanları sever) buyuruyor.
Sonsuz saadet için
Bir gün de sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, insanın sonsuz saadete kavuÅŸması için, iÅŸlerinde ve ibadetlerinde, din ve dünyanın Efendisine “aleyhisselam” benzemesi lazımdır, buyurdu.
Sordular:
- Yani Peygamberimize mi efendim?
- Evet. Bu dünyada, herkesin, sevdiÄŸine benzeyenleri çok sevdiÄŸini görüyoruz. Sevgilinin sevdikleri sevilir. DüÅŸmanları sevilmez.
Ve ilave etti:
- Velhasıl beden ile ve kalb ile eriÅŸilebilecek bütün yüksek dereceler, Resulullahı sevmeye baÄŸlıdır. İnsanın üstünlüÄŸü, bu terazi ile ölçülür.
Åžöyle özetledi:
- Bunun için ibadetlerin en kıymetlisi, Allahü teâlânın Evliyasını, Allah dostlarını sevmek ve düÅŸmanlarını sevmemektir. Çünkü Allahü teâlâyı sevmenin en büyük alameti budur.
Rastgele kitap okumayın!
Bir gün de bazı gençlere;
- Dininizi rastgele kimselerden, rastgele kitaplardan öÄŸrenmeyin, buyurdu. Allah’tan korkmayan din adamları, din hırsızıdır ki, bunlarla konuÅŸmaktan ve kitaplarını okumaktan çok sakınmalıdır.
Ve ilave etti:
- Bu gibiler için Bekara suresinin onaltıncı âyet-i kerimesinde mealen; (Hidayeti vererek, dalaleti satın aldılar. Bu alış-veriÅŸlerinde birÅŸey kazanmadılar. DoÄŸru yolu bulamadılar) buyuruldu.
|