Resul-i ekrem Efendimiz “aleyhisselam”, meth-ü sena eylemişlerdir İmam-ı azam hazretlerini “rahmetullahi aleyh”.
Mesela bir hadis-i şerifte;
- Adem Nebi benimle övündüğü gibi, ben de ümmetimden biriyle övünürüm ki, onun ismi Numan, künyesi Ebu Hanifedir. O zat ümmetimin ışığı olacaktır, buyurdu.
Başka bir hadis-i şerifte de;
- Nasıl ki Peygamberler benimle övünürlerse, ben de Ebu Hanife ile övünüyorum. Onu seven, beni de sevmiş olur. Onu sevmeyen beni sevmemiş olur, buyurdu.
Âlimler methettiler
İmam-ı azam hazretlerini “rahmetullahi aleyh”, o zamanda ve sonra gelen büyük âlimler methetmişlerdir.
Nitekim bir gün İmam-ı Malik hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” yanına gelince, Hazret-i İmam ayağa kalkarak tazim ve hürmet gösterdi
Gidince de, yanında olanlara Onu göstererek;
- Şu giden zata Ebu Hanife derler, buyurdu. O, öyle bir âlimdir ki, mesela bir ağacı gösterip, şu ağaç, altındır dese, isbat eder.
Birinci vazifemiz
Bir gün, bazı Müslümanlar;
- Müslümanın birinci vazifesi nedir efendim? diye sordular.
Cevabında;
- İtikadını düzeltmektir, buyurdu.
- İman doğru olmazsa efendim? dediler.
- İman ve itikat doğru olmazsa, Cehenneme girmekten kurtulamaz, buyurdu.
Sordular yine:
- Müminin hakiki bayramı hangi gündür efendim?
- Rabbinin huzuruna, yüz akıyla çıktığı gündür.
- Bu, nasıl mümkün olur ki efendim?
- İslamiyet’in gösterdiği yolda yürümekle.
|