İmam-ı Ebu Yusuf hazretleri “rahmetullahi aleyh”, yoğun olarak ilim tahsil ettiği yıllarda hastalandı bir gün.
Ve gittikçe ağırlaştı.
Öyle ki, iyi olma ümidi kalmamıştı artık.
Hatta nefes almaz bir hale gelmişti ki, bir yakını İmam-ı azam hazretlerine giderek;
- Efendim, İmam-ı Ebu Yusuf bu akşam vefat etti, diye haber verdi.
Hazret-i İmam, hiç tereddüt etmeden;
- Hayır, vefat etmemiştir, buyurdu.
Adam tekrar etti sözünü:
- Maalesef efendim, bu akşam, falan saatte vefat etti.
- Yok kardeşim, O vefat etmemiştir.
Adam dönüp eve geldiğinde, Ebu Yusuf hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” yaşadığını öğrendi gerçekten.
Nasıl anladınız?
Tekrar hazret-i İmama gelip;
- Efendim, siz Ebu Yusuf hazretlerinin ölmediğini nasıl anladınız? diye sordu.
Cevabında;
- Çünkü O, ilme çok çalıştı, çok gayret gösterdi. Onun meyvelerini almadan ölmez, buyurdu.
Hakikaten İmam-ı Ebu Yusuf hazretleri, İmam-ı azam hazretlerinin ilmini yaymakla meşhur oldu.
Bu hususta ilk kitap yazan da Odur.
Salih Müslüman ise
Bir gün, bu zata;
- Efendim, her Müslüman, ölürken Peygamber efendimizi “aleyhisselam” görecekmiş, öyle mi efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Evet, salih bir Müslüman, ölmeden önce muhakkak Peygamberimizi “aleyhisselam” görür, konuşur, Kevser havuzundan içer, buyurdu.
- Salih Müslüman olmak için ne lazım peki efendim?
- İslamiyet’i bilmek ve bildikleriyle amel etmek lazım. Mesela beş vakit namaz çok mühimdir. Kılmayan, salih Müslüman olamaz.
|