Seyyidet Nefise hazretlerine “rahmetullahi teâlâ aleyha” komşu bir kadın vardı.
Yahudi dininde olup, bir de kötürüm kızı vardı.
Kadıncağız bir gün evden çıkarken;
- Kızım, sen evde otur, az sonra gelirim, dedi.
Sakat kız yalvardı:
- Anneciğim, sen gelinceye kadar, komşumuzun evinde, bekleyeyim, ne dersin?
- Eh, peki olur, dedi.
Ve kapıya gidip rica etti:
- Komşu, bu kızım yanınızda kalabilir mi biraz?
- Tabii, neden olmasın.
Kızı kucaklayıp bir yere oturttu mübarek hatun.
Sonra da abdest almaya gitti.
Abdest suyu, o kızın yanından akıyordu.
Hasta kız, akıp giden sulardan avcuna alıp, ayaklarının cansız yerlerine sürmeye başladı.
Hani oyun olsun diye sürüyordu.
Ancak sürdükce canlandı ayakları.
Kalktı ve koşturmaya başladı odada.
Zerre kadar hastalık kalmamıştı ayaklarında.
O ara, annesinin sesini işitti.
Rüya mı görüyorum?
Sevinçle koştu annesine.
Kadıncağız kızının koştuğunu görünce, ne söyleyeceğini şaşırdı:
- Rüya mı görüyorum? dedi. Yoksa hayal mi bu gördüğüm?
Kızcağız anlattı olanları.
İşte o zaman anladı hakikati.
- Eğer Onun dini hak olmasaydı, abdest suyu böyle şifa ve deva olmazdı, dedi.
Koştu hemen Seyyidet Nefise hazretlerine.
Kelime-i şehadeti getirip Müslüman oldu
Sıra babasındaydı.
Akşam da o kavuştu hidayete.
|