Ebu Said-i Ebül Hayr hazretleri “rahmetullahi aleyh” zamanında Evliyadan bir zat vardı.
Ebu Ali Dekkak hazretleri.
Bu zatın çok saliha bir kızı vardı.
Bu kızcağız bir gün;
- Babacığım, izin verirsen, Ebu Said’in vaazına gitmek istiyorum, dedi.
Babası;
- Olur kızım, deyince camiye gidip kadınlar bölümünde, bir köşeye oturdu.
Az sonra Ebu Said hazretleri gelip vaaza başladı.
Bir meseleyi anlattıktan sonra,
- Ey cemaat, ben bunu Ebu Ali Dekkak hazretlerinden öğrenmiştim, buyurdu. Onun bir parçası da, şimdi aramızdadır zaten.
Onu sevmiyordu, ama…
O devirde Ebu Kasım adında bir vaiz vardı ki, bu zatı sevmiyor, aleyhinde konuşuyordu.
Bir gün yine vaazında;
- Ey cemaat! Size, Ebu Said'den fayda gelmez. Onu dinlemeyin, deyiverdi.
Dedi ama o gece, Resulullahı “aleyhisselam” gördü rüyasında.
Efendimiz “aleyhisselam” bir yere gidiyorlardı.
Bu vaiz yaklaşıp;
- Yâ Resulallah, böyle nereye gidiyorsunuz? diye sordu.
Efendimiz “aleyhisselam”;
- Hace Ebu Said'in vaazına gidiyorum, buyurdular.
Ve uyandı uykudan.
Anlamıştı hakikati.
Pişmanlık ateşiyle tutuştu kalbi.
Ona karşı duyduğu kin ve garez, muhabbete dönmüştü bir anda.
Derhal koştu o kapıya.
Rüyayı anlatıp çok özürler diledi.
Ertesi gün vaazında;
- Ey insanlar! Gidiniz, Ebu Said hazretlerinin ilminden istifade ediniz! dedi.
|