Ebül Abbas-ı Mürsi hazretleri “rahmetullahi aleyh”, büyük Velilerdendir.

Keramet ehli olduğunda, sultanın şüphesi vardı biraz.
Bunu anlamak için, imtihana yeltendi kendisini.

Hizmetçisini çağırıp;
- İki tane tavuk al. Birini kes, diğerini boğarak öldür. İkisini de aynı kazanda pişir ve bir tabağa koyup bana getir, diye emretti.

Hizmetçi, yaptı denileni.
Sonra da sultanın emriyle bu Veli’ye götürüp ikram etti bunları.

Mübarek zat, hizmetçiye bakıp;
- Bunları sultanına götür, o yesin! buyurdu.

Ve ekledi:
- Zira şu tavuk boğularak necis olmuş, şu da, onun suyunda pişerek pis olmuştur.

Hizmetçi dönünce anlattı bunu sultana.

Sultan pişman oldu yaptığına.
Özür diledi bu Allah dostundan.

Bu yemek şüpheli

Bir gün de başka biri imtihana kalktı bu büyük Veli’yi.
Ziyafet tertib edip, bu zatı da davet etti evine.

Fakat sofrada, helal olduğu şüpheli olan bazı yemekler vardı.
Büyük Veli gelip oturdu sofraya.
Ancak yemeğe el uzatmıyordu.

Ev sahibi;
- Efendim, haydi buyurun, yiyin! deyince,
- Ben bunları yiyemem, buyurdu.

- Niçin efendim?
- Bu yemekler helal değil. Zira damarlarım kasılıp, “bunu yeme!” diye beni ikaz ediyorlar.

Adam pişman oldu.
Ve özür diledi bu Allah dostundan.