Ebül Abbas-ı Mürsi hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” yaşlılık döneminde on iki hastalığı vardı.
Biri basur hastalığıydı.
Yine taş vardı böbreğinde.
Herbirinin ayrı ayrı acı ve ağrısı oluyordu.
Ama o, hiç hasta değilmiş gibi devam ederdi hizmetine.
Izdırabı çok şiddetlendiğinde yüzü kızarır, ama yine de belli etmez, sohbetini yapardı hiç aksatmadan.
Yakınları;
- Hastasınız, biraz istirahat etseniz efendim, dediler bir gün.
Buyurdu ki:
- Ben bu dersleri kendi arzumla yapmıyorum ki. Bu, bana emrediliyor. Kalbime; “Eğer bu bilgileri, herkese anlatmazsan, senden geri alırız” diye ilham olunuyor. Onun için dersime gelin! diyorum.
Ve ekledi:
- Ama daha tatlı bir kaynak bulursanız, o menbaa koşunuz!
Kimseye yük olma!
Bu zat, bir gün genç birine;
- İnsanların utanacak şeylerini ört, akrabana iyilikte bulun ve yakınlarının kusurlarını affeyle! buyurdu
Ayrıca;
- Kimseye yük olma, herkesin yükünü çek, hatalara tahammül et, insanlardan gelecek sıkıntılara katlan! buyurdu.
Ve ilave etti:
- İki şeyi unut, iki şeyi de unutma evladım.
Delikanlı sordu:
- Neleri unutayım efendim?
- Yaptığın iyilikleri ve sana yapılan kötülükleri unut.
- Neleri unutmayayım efendim?
- Allahü teâlânın seni hep gördüğünü ve ölümü.
|