Ebu Bekr-i Kettani hazretleri “rahmetullahi aleyh”, vera ve zühd sahibi bir zattır.
Para pul, Onu alakadar etmezdi.
Bir sevdiği şöyle anlatıyor:
Elime, helal yoldan çok para geçmişti bir ara.
Kendi kendime;
“Kettani hazretleri, para ile uğraşmaz. Büyük ihtimalle ihtiyacı vardır paraya. Gidip bu paranın bir kısmını Ona vereyim. Duasını alırım hem” diye düşündüm.
Ve vardım huzuruna.
Bir kese dolusu parayı usulca seccadesinin üzerine koydum.
- O nedir? buyurdu.
- Para efendim, lütfen kabul edin, dedim. Bazı ihtiyaçlara sarf edersiniz.
Evliya, almaz verir
Şöyle bir nazar etti bana.
O mânâlı bakışı hiç unutamıyorum.
Peşinden;
- Evladım, Allah’a yakın kullar, para ile pul ile ilgilenmezler, buyurdu.
Onlar, kimseden bir şey almaz, elindekini de başkasına verirler.
Ve ekledi:
- Velilerin “rahmetullahi aleyhim” şiarı, almak değil, vermektir. Zira veren aziz olur, alansa zelil.
Bir ihtiyaçları olursa, Allahü teâlâdan isterler.
Şöyle bitirdi:
- Allah varken kullara bel bağlayan, dünyada da zelil olur, ahirette de.
Su-i zan büyük günah
Bir gün de bazı sevdikleri;
- Bize su-i zandan bahseder misiniz efendim, dediler.
Cevaben;
- Su-i zan, en tehlikeli günahlardandır, buyurdu. Çünkü tövbesi olmaz.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü insan, su-i zan ettiğini bilmez, buyurdu. Bilmediği için de tövbe etmez. Tövbe edilmeyen günahın cezası ise, Cehennem ateşidir, Allah korusun.
|