Ebu Ya'zi Mağribi hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Fas'ta yetişmiş bir Veli’dir.
Fas'lılar, Dede lakabını vermişlerdi Ona.
Hayvanlarla konuşur, onlara emreder, onlar da aynen itaat ederlerdi.
Bir gün bir talebesi;
- Efendim, bu aslanlar bize rahat vermiyor. Ormandan odun kesemiyoruz, diye şikayette bulundu.
Cevaben;
- Git, onları kov, buyurdu.
- Nasıl kovayım efendim?
- Ormana gideceksin. Ey aslanlar! Çabuk bu ormanı terk edin diye sesleneceksin.
Talebe;
- Baş üstüne efendim, dedi.
Ve koştu ormana. Bütün kuvvetiyle; Ey aslanlar! Mağribi hazretlerinin emridir. Çabuk toparlanıp, burayı terk ediniz! diye seslendi.
Bu sesin ardından bir hareket başladı ormanda.
Yavrusunu alan, acele terk etti ormanı.
İki mühim iyilik
Bir gün de sohbetinde;
- Çok sayıda iyilik vardır, buyurdu. Ama bunların en iyisi iki şeydir:
- Onlar nedir efendim? dediler.
- Biri doğru iman, öbürü, insanlara karşı şefkatli olmaktır, buyurdu. Kötülük de çoktur. Ama kötülüklerin en kötüsü iki şeydir.
- Onlar nedir efendim?
- Biri kâfirlik, öbürü insanlara eziyet etmektir.
Allah kimleri sever?
Bir gün de;
- Efendim, Allahü teâlâ hangi kulları çok sever? diye sordular bu zata.
Cevaben;
- Günah işleyip de tövbe eden ve o tövbesini bozmayan kulunu çok sever, buyurdu. Hatta ona Sevgilim der. Alemlerin Rabbi bir kuluna bu kelimeyi derse, o daha ne ister?
|