Sultanın oğulları, Velid ile Süleyman, Ali bin Ebi Rebah hazretlerinden “rahmetullahi aleyh” ders alırlardı.
Süleyman, babasının yerine geçince bu değişmedi.
Devam etti derslere.
Bu zatın huzuruna gelir, edeble diz çökerdi karşısında.
Bir gün kendi oğullarına;
- Önce din ilimlerine çalışın, zira size en önce bu lazım, dedi.
Ve ekledi:
- Bakın ben şu anda şark ve garbın sultanıyım. Ama gidip diz çöküyorum o zatın huzurunda.
Bana nasihat ediniz
Ondan sonra, kardeşi Velid sultan oldu.
Ve bu zatı davet etti sarayına.
Geldiğinde;
- Efendim, bana nasihat ediniz, dedi.
Büyük Veli cevabında;
- Ey hükümdar! Cehennemin içinde, çok derin bir vadi vardır ki, ona, Hembeb derler. Azabı pek acıdır. Burada, zâlim hükümdarlar yanacaktır, buyurdu.
Velid bunu işitince bayılıp düştü.
İşlerin en hayırlısı
Bir gün de;
- Günlerin en kıymetlisi Cuma günü, ayların en kıymetlisi ise Ramazan ayıdır, buyurdu.
Ve ekledi:
- İşlerin en hayırlısı da, ihlas ile kılınan beş vakit namazdır.
Müslüman olmak için
Bir gün de;
- Müslüman olmak için yalnız Amentünün altı şartına inanmak kâfi değildir, buyurdu.
Sordular:
- Başka ne lazım efendim?
Buyurdu ki:
- Dinde inanılması lazım gelen şeylere, hiç şüphe etmeden inanmak, İslam’ın her emrini beğenmek ve küfürden kaçınmak da lazımdır.
|