Muhammed bin Münkedir hazretleri “rahmetullahi aleyh”, kendi mağazasında kumaş satardı.
Bir gün, dükkanı çırağa bırakıp bir yere gitmişti.
O gün çırak, ucuz bir kumaşı, bilmeden pahalıya sattı birisine.
O bunu öğrenince, hemen arattı o kimseyi.
Bulunca, durumu anlatıp;
- Kardeşim, ya bu satıştan vazgeç, ya pahalı kumaştan al, ya da paranın üstünü vereyim, dedi. Haram lokma girmesin içimize.
Adam şaşırmıştı.
- Mühim değil, dedi. Ben isteyerek aldım bunu.
- Hayır olmaz. Kul hakkı var.
- Kul hakkı mı?
- Evet. Bu dünyada haktan kurtulmak, kolaydır. Ama ahirete kalırsa, zor kalkılır altından.
- Neden efendim?
- Çünkü para geçmez orada. Sevaplar verilir, günahlar alınır ki, çok zor durumlara düşen insan.
Sabır, şifadır
Bir gün de sabırdan sordular bu zata.
Cevaben;
- Sabır acıdır, ama mutlak şifadır, buyurdu.
- Başkalarından iyilik görmenin yolu nedir efendim? dediler.
- Başkalarına iyilik etmektir.
- Bedbahtlığın alameti efendim?
- Halinden şikayetçi olmaktır.
Dert ve bela nimettir
Bir gün de sohbetinde;
- Allahü teâlâ bir kuluna hayır murad ederse, ona biraz acı ve sıkıntı tattırır, buyurdu.
Ve şöyle açıkladı:
- Dert ve bela, Sevgilinin kemendidir. Allahü teâlâ sevdiklerini, bu kementle kendine çeker.
|