İbrahim bin Edhem hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün camide yatsı namazını kılıp çok ibadet yaptı.
Derken gece oldu.
Bir direk arkasında ibadet ederken kapı açıldı.
İçeri etrafa nur saçan bir zat girdi.
Arkasından kırk kişi daha.
Onların da yüzleri Nur gibi parlıyordu.
O nurlu zat, öbürlerine dönüp;
- Aramızda bir yabancı var, dedi. Kırk gündür kıldığı namazlardan hiç lezzet alamıyor ve bunun sebebini merak ediyor.
İbrahim Edhem hazretleri bunu işitince;
“Beni tarif ediyor” dedi içinden.
O kimse benim
Ve direk arkasından çıkıp;
- O kimse benim, dedi. Bu halin sebebini de biliyor musunuz?
- Biliyorum.
- Peki, nedir efendim?
- Basra'da, birinden hurma aldın. Satıcının hurmasından bir tane yere düştü. Sen, onu alıp sepetine attın. Halbuki senin değildi.
Bunu öğrenince çok üzüldü.
Ve düştü Basra’nın yollarına.
Dağlar tepeler aştı.
Hurmacıyı bulup helallaştı.
Kalbi nurlandıran şey
Bir gün bazı sevdikleri;
- Efendim, kalbi en fazla nurlandıran şey nedir? diye sordular.
Cevabında;
- Kızdığınız kimseye dua etmektir, buyurdu.
Sordular yine:
- İnsanı hayvandan ayıran şey nedir efendim?
- Edeb ve hayâdır.
- Allahü teâlânın rahmetine ne ile kavuşulur efendim?
- Mütevazı olmakla. Kendini beğenmeyip haramlardan sakınanın kalbine rahmet dolmaya başlar ve ihlası artar.
- İhlasın arttığı nasıl anlaşılır efendim?
- Kimseye yük olmayıp, herkesin yükünü çekmesöyle.
|