Zamanın hükümdarı, Bekir bin Abdullah-ı Müzeni hazretlerini “rahmetullahi aleyh” çok seviyordu.
Bir gün kadılık teklif etti kendisine.
Ancak o, kabul etmeyip;
- Ben kadılık yapamam, buyurdu.
Hükümdar ısrar edince;
- Yemin ediyorum ki yapamam, buyurdu. Eğer bu sözüm doğruysa, durumu arzettim. Eğer yalansa, yalancıdan zaten kadı olamaz, buyurdu.
Hükümdar cevap veremedi.
Ve vazgeçti bu tekliften.
İnsanların en iyisi
Bir gün de sohbetinde;
- Din, nasihattır, buyurdu. Onun için emri maruf çok kıymetli bir ibadettir.
Ve ilave etti:
- Şimdi bana, İnsanların en iyisi kimlerdir? diye sorsalar, Emri maruf ve nehyi münker yapanlardır derim.
Ve izah etti:
- Yani İslamiyet’i önce kendi öğrenip, sonra başkalarına öğretendir. Çünkü bütün nafile ibadetlerin sevabı, Allah için gazanın sevabının yanında bir damla kadar bile değildir.
Ve ekledi:
- Allah yolunda gazada çarpışıp şehid olmanın sevabı da, emri maruf sevabına nisbetle deryada damla bile değildir.
Küfre rıza, küfürdür
Bir gün de sohbette;
- Bir Müslümanın kâfir olması için dua edenin imanı gider, buyurdu. Fakat bir zâlimin, kâfir olarak ölüp, sonsuz azab çekmesini istemek, küfür olmaz.
Ve ekledi:
- Ama kâfire saygı gösterenin, hürmetle selam verenin imanı gider. Onlara saygı bildiren bir söz söylemek, mesela üstadım demek, imanı giderir.
|