Rabia-i Adviyye hazretleri “rahmetullahi aleyha”, Allah'tan çok korkardı.
Çok ağlamaktan, gözyaşları iz yapmıştı yüzünde.
Bir gün tanıdıkları;
- Niçin çok ağlıyorsunuz? dediler.
Cevaben;
- Korkuyorum, buyurdu.
- Neden korkuyorsun?
- Rabbimi gücendirmekten korkuyorum. Yarın huzuruna kabul edilmezsem hâlim nice olur? İşte buna ağlıyorum.
Asıl kulluk nasıldır?
Bir gün de, bir hanımın;
- Yâ Rabbi, benden razı ol, diye dua ettiğini işitti.
Ona yaklaşıp;
- Sen O’ndan razı oluyor musun ki Onun rızasını istiyorsun? buyurdu.
Ve daha açıkladı.
- Sen Onun kaza ve kaderine rıza gösteriyor musun? Biraz dert bela geldiğinde sabredemeyip herkese şikâyet ediyorsan, Onun işinden razı değilsin demektir. Öyleyse Onun senden razı olmasını nasıl istiyorsun?
Kadın sordu:
- Peki kulun Rabbinden razı olması nasıl belli olur?
- Böyle kul, nimetlerden nasıl zevk alıyorsa, belalardan da zevk alır, buyurdu. Hatta belalardan daha çok lezzet alır.
Ve izah etti:
- Çünkü Sevgiliden gelmiştir. Ondan gelen her şey sevgilidir onun için.
Kötü arkadaştan kaçın!
Bir gün de, bazı sevdiklerine;
- Kötü arkadaşlardan, aslandan kaçar gibi kaçın, buyurdu.
- Kötü arkadaş, aslandan daha mı tehlikelidir? dediler.
- Evet, buyurdu. Çünkü aslan, en fazla insanın canını alır. Ama kötü arkadaş, insanın dinini, imanını alır ve sonsuz felakete sürükler onu.
|