Ana Sayfa >  1001 Güzel Menkîbe > Kullarm beni zannettiği gibi bulur > Üç mühim dert
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Üç mühim dert

Rabia-i Adviyye hazretleri “rahmetullahi aleyha”, bir gün evinde ağlıyordu.

Yanındakiler;
- Niçin ağlıyorsunuz? dediler.

- Üç büyük derdim var, buyurdu. Bunları düşündükçe ağlıyorum.

Merak ettiler:
- Nedir bu üç büyük dert? Söyle, belki bir çare buluruz.

- Bunlar, zannettiğiniz gibi kolay halledilmezler. - Olsun, sen yine de söyle.

- Pekâlâ, birincisi, ölürken, son nefesimde imanımı kurtarabilir miyim? diye çok korkuyorum.

- İkincisi nedir efendim?
- İkinci derdim, mahşerde amel defterim sağımdan mı verilir, solumdan mı?

- Ya üçüncüsü efendim?
- Üçüncüsü de, herkesin hesabı görülüp de lâyık oldukları yere götürülürken, ben Cennetlikler ile mi giderim, yoksa Cehennemliklerle mi?

Ve ekledi:
- Önümde böyle korkunç tehlikeler varken ben ağlamayayım da kimler ağlasın?

Hubbu fillah nedir?

Bir gün, bir sevdiği gelip;
- Hubb-u fillah nedir efendim? diye sordu bu hanıma.

Cevaben;
- Ehl-i sünnet yolunda olan Müslümanları ve Allah’ın dinine hizmet edenleri Allah için sevmektir, buyurdu.

Sordu yine:
- Peki buğd-u fillah nedir efendim?
- Buğdu fillah, kâfirleri, yani Allahü teâlânın düşmanlarını, Allah için sevmemektir. Ama bu, sadece sevmek ve sevmemektir. Yoksa dövüşmek ve münakaşa etmek değildir.

Ve ekledi:
- Münakaşa, dostla yapılırsa, dostluğu azaltır, düşmanla yapılırsa düşmanlığı arttırır. Ayrıca kalb kırılmasına da sebep olur ki, kâfirin de kalbini kırmak günahtır dinimizde.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
21.11.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı