Bekir bin Abdullah Müzeni hazretleri “rahmetullahi aleyh”, tabiinin meşhur âlimlerindendir.
Bir gün sevdiklerine;
- Allahü teâlânın rahmet denizi çok geniştir, buyurdu. Onun için Ondan ümidinizi kesmeyin. Ama mekrinden de emin olmayın ki, azabı da çok şiddetlidir.
Sonra şunu anlattı:
Yarın mahşer gününde hesaplar görülüp, herkes lâyık olduğu yere götürülünce, Hak teâlâ meleklerine;
“Ateşten, iki kişi çıkarıp getiriniz!” diye emreder.
Derhal getirirler.
Yeriniz nasıldır?
Hak teâlâ onlara;
- Yeriniz nasıldır? diye sorar.
Onlar;
- Çok fenadır yâ Rabbi, derler.
Hak teâlâ onlara;
- Ben size zulmetmedim. Bu, kendi kazancınızdır, buyurur. Yerinize dönün!
Onlar bu emri alınca, biri koşarak gider.
Ardına bakmadan.
Öbürüyse, isteksiz ve üzülerek gider.
Ve sık sık dönüp bakar ardına.
Hak teâlâ tekrar çağırır onları.
Ve sorar birincisine:
- Sen niçin koşarak gittin?
- Yâ Rabbi, ben dünyada senin emrini dinlemedim. Onun için bu azabı hak ettim. Tekrar aynı hataya düşmeyeyim diye koşuyordum.
İkincisine sorar:
- Sen niçin ikide bir ardına bakıyordun?
- Yâ ilahi! Benim zannım şöyleydi ki, sen bir kulunu ateşten çıkarınca, onu tekrar ateşe sokmazsın. O ümitle geri bakıyordum.
Buyurur ki:
- Öyleyse Cehenneme girme artık. Kullarım, beni zannettiği gibi bulur. Madem ki benim hakkımda zannın böyledir. Haydi, arkadaşınla birlikte Cennete girin!
|