Yusuf bin Esbat hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Allah adamlarındandır.
Ömrünü, yalnız iki gömlekle geçirmişti.
Birini yıkasaydı, öbürünü giyerdi.
Sohbetlerinde;
- Ahiretin sonsuz olan nimeti yanında, bu dünyanın hiç kıymeti olur mu? derdi. Dünya çöplük gibidir. Onu isteyen, derdini de hazırlansın çekmeye.
Allah’tan çok kork
Bir genç nasihat istemişti.
Ona cevaben;
- Allah’tan çok kork, buyurdu. Her günahı ateş bil, takvadan ayrılma.
Ve ekledi:
- Herkesin tadacağı, çare bulamadığı ölüm için şimdiden hazırlan. Yoksa mahşer gününde çok eyvah dersin, ama kimseden yardım gelmez o gün.
Ömür çabuk geçer
Bir gün de, bazı gençlere;
- Fırsatı nimet bilin, buyurdu. Zira bu ömür çabuk geçer. Bir hastalık gelmeden sıhhati, ölüm gelmeden de ibadeti nimet bilin.
Bir gün de;
- İyi Müslüman nasıldır efendim? diye sordular.
- İyi Müslüman güler yüzlü olur, buyurdu. Onu, tevazu, edeb ve hayâ süslemiştir. Arkadaşlarına itiraz etmez. Kimsenin ayıbını araştırmaz.
Ve ekledi:
- Birinde bir kusur görse, kapatır gözünü. Özür dileyenlerin özrünü kabul eder. Kendi kusurlarını düşünür. Bunların affı için tövbe istiğfar eder.
Kendi kusuruna bakar
Şöyle devam etti:
- Öyle kaplamıştır ki bu günah derdi onu, düşünemez gayrinin ayıp ve kusurunu. Devamlı kendi kusurlarına bakarak; Rabbimin huzuruna nasıl çıkarım? diye ağlar, sızlar.
Son olarak;
- O, Allah korkusu ile ağlar, inler ve titrer. Ahiret hesabını, kendine dert eder.
|