Baki Billah hazretleri “kuddise sirruh”, bir yakınına;
- Şu birkaç yıl içinde, büyük gaye olarak tek şey vardı içimde, buyurdu.
O da, hak yolu herkese bildirmek ve herkesi hidayete kavuşturmaktı.
Ve ekledi:
- Bu çok halis gayretim, boşa gitmedi. Zira İmam-ı Rabbani hazretlerini yarattı cenâb-ı Hak.
Bir gün de Baki Billah hazretlerine bir genç gelip;
- Efendim, talebeniz olmayı çok istiyorum, dedi. Maksadım, tasavvuf yoluna girip, çok kısa bir zamanda, nihayete ermektir.
Sordu ona:
- Bunu çok mu istiyorsun?
- Evet efendim, hem de pek çok.
- Pekâlâ, buyurdu.
Ve İmam-ı Rabbani hazretlerine gönderdi onu.
Ve kendisine;
- Ey Ahmed! Sana birini gönderdim ki, tek gayesi, çabucak nihayete varmaktır. Bu genci beş altı günde muradına kavuştur! diye haber gönderdi biriyle.
Genç, birkaç günde kavuştu muradına.
Senin yoluna girenleri
İmam-ı Rabbani hazretlerinin “kuddise sirruh” kulağına;
“Kıyamete kadar, seni çok seven ve seni rehber edinip yoluna girenleri,
vasıtalı veya vasıtasız olarak sana bağlananları, Allahü teâlâ affetti” diye bir ses geldi gaibten.
Sonra da, bu kimselerin isimleri tek tek bildirildi kendisine.
Üç çeşit şeytan
Bir sohbetinde;
- Üç çeşit şeytan vardır, buyurdu. Birincisi bilinen şeytandır ki, kötülük yaptırabilirse yaptırır, yoksa çekip gider. İkincisi nefstir ki, kötülük yaptırana kadar uğraşır. Peşini bırakmaz.
Ve ekledi:
- Üçüncüsü ise kötü arkadaştır. Hem kötülük yaptırır, hem rezil eder. En tehlikelisi de budur.
|