Bu büyük evliyanın, sıhhatli bir anında,
Oğlu Cafer-i Sadık bulunurdu yanında.
Vasiyet eyledi ki bu oğluna acilen:
(Ey oğlum, cenazemi sen yıka ölünce ben.
Namazlarda giydiğim bir gömlek var ya benim,
O gömleğe sar beni, odur benim kefenim.
Ve defnet cenazemi, pederimin yanına.
Senden gayri bir kimse, girmesin mezarıma.)
Oğlu Cafer-i Sadık, dinledi bu sözleri.
Dedi ki: (Babacığım, korkutmayın bizleri.
Sıhhatiniz iyidir, gecinden versin Allah.
Daha nice seneler yaşarsınız inşallah.)
Buyurdu ki: (Ey oğlum, babam Zeynel Abidin,
Bana işaret verdi, hazırlık yapmam için.
Buyurdu ki: Ey oğlum, yap ki vasiyetini,
Şu bir saat içinde, bekliyoruz biz seni.)
Hakikaten aradan geçince tam bir saat,
Muhammed Bakır dahi, eyledi Hakka vuslat.
Derdi ki: (Sen birine, ne miktarda muhabbet,
Beslersen, o da seni o kadar sever elbet.
Kim, Allah korkusundan ağlarsa gözyaşıyle,
O göz, yanmayacaktır Cehennem ateşiyle.
Gözlerden, bir damla yaş düşerse Allah için,
Allah, çok günahını affeder o kişinin.
Bir kimsenin kalbinde, ne kadar varsa kibir,
Aklında, o nisbette noksanlık var demektir.
Kul, Rabbine ne kadar dua ederse eğer,
Rabbi, onu o kadar beladan halas eder.
Kim, görmeyip kendinin hata ve kusurunu,
Gidip, başkalarında ararsa hem de bunu,
Yahut kendi yaptığı bir aybı, başkasından,
Menetmeye kalkarsa, ne fenadır o insan.
Ömürler, rüya gibi, gayet kısa andırlar.
İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar.)
Oğluna nasihatta, buyurdu: (Oğlum, sakın,
Fasık kimseler ile, olma hiç yar ve yakın.
Cimri kimselerin de, uzak dur ki yanından,
Zira muhtaç olursan, çekinirler yardımdan.
Yalancı olanla da, dost olma ki ayrıca,
Dost görünür ve lakin değişir ayrılınca.
Ahmakla da arkadaş olma ki, bu gibiler,
İyilik yapacakken, kemlik yapabilirler.
Hısım akrabasını ziyareti terk eden,
Kimselerle, yaranlık eyleme ki yine sen,
Kur'anın üç yerinde, böyle olan kişinin,
Lanetli olduğunu gördüm de, bunun için.)
|