Zekeriyya Ensari, çok büyük bir veliydi.
Sohbeti, dinleyene pek çok faideliydi.
O bir gün, sohbetinde buyurdu: (Ey insanlar!
Kalbe ait, kırk çeşit manevi hastalık var.
Lakin ben (kalb) diyorum, (yürek) daha ayrıdır.
O, et parçası olup, hayvanlarda da vardır.
İnsana mahsus olan kalb, yani gönül için,
Sohbeti lazım gelir, bir evliya kişinin.
Allah adamlarının bir şefkatli nazarı,
Siler atar kalbdeki karartı ve pasları.
Allahü teâlâya yakın olan veliler,
Kalbi, hastalıklardan temizleyiverirler.
Allahü teâlâya mahsustur yalnız gönül.
Ondan başkalarına etmemeli temayül.
Eğer ki tutulmuşsa, kalb Allah'tan gayriye,
O, hasta demektir ki, muhtaçtır tedaviye.
Zira Peygamberimiz, şöyle buyurmuşlardır:
(Kalbde dünya sevgisi, günahların başıdır.)
Bir kişi var idi ki çok eski devirlerde,
Çok namaz kılmış idi, evde ve camilerde.
Hatta çok namaz kılıp, çok secde ettiğinden,
Alnında, secde izi var idi ayriyeten.
Böyle iken, dünyaya az meyil ve muhabbet,
Etmesi sebebiyle, sonunda oldu mürted.
İnsan için en büyük tehlike, işte budur.
Ondan sonra en büyük tehlike de gururdur.
İnsanın, kendisini beğenmesidir yani.
Kibir, her iyiliğe olur engel ve mani.
Hadiste buyuruldu: (Kalbinde kibir, gurur,
Olan kimse, Cennete girmekten mahrum olur.)
Kurtarmak için ise, kalbi bu fena huydan,
İlim ve ibadete sarılmalı durmadan.
Nasıl vücudumuzun var ise bir gıdası,
İlim ve ibadetle silinir kalbin pası.
Amelsiz ilim ise, insana bir vebaldir.
Zira öğrendiğini tatbik etmek gerektir.
Bildiklerine göre yaşamazsa eğer kim,
Aleyhte şahid olur ahirette o ilim.
Ameli de, ihlasla yapmalıdır ki bir de,
Yarın, o amellerden olsun kula faide.
Nefse uygun olarak yapılırsa iş eğer,
Hiç faidesiz olup, zahmeti boşa gider.
Yapılan bir amelde, insanlara gösteriş,
Niyeti varsa eğer, hiç makbul olmaz o iş.
Allah için olursa bir ibadet ve taat,
Allah, mükafatını ihsan eder kat be kat.
Onun için, her işi yapmadan önce insan,
Düşünmeli ki: Rabbim, razı mı acep bundan?
Razı ise yapmalı, yoksa vazgeçmelidir.
Böyle yapmak, azaptan kurtulma çaresidir.) |