İnsanların başında olan idareciler,
Gurur, yani kibirden çok çekinmelidirler.
Allah, göğsü kabarık insanları sevmiyor,
Başı önünde olan kulları beğeniyor.
Büyüklerimiz der ki: (Sen bir kulsun nihayet,
Yalnız mütevazılık yakışır sana elbet.)
Edebi ve hayâyı elden bırakmamalı,
Ve her insana karşı mütevazı olmalı.
“Benim dediğim doğru, sen Peki diyeceksin”,
Astına böyle demek, kibirdir gayet kesin.
Öyle ol ki, gönlüyle sana desin o “Peki”,
Zorla Peki dedirtmek, bir marifet değil ki.
Zira Peygamberimiz, eshabtan hiç kimseye,
Asla söylememiştir “Bana peki de!” diye.
Velakin o aslanlar, âşık olup hep Ona,
Canlarını verdiler çoğu Onun uğruna.
Allah, kibirlilere vermez muvaffakiyyet,
Kibir ise insana, nefsinden gelir elbet.
Büyükler buyurur ki: (Ey insan, bil ki şu an,
İçindeki nefistir en fazla sana düşman.)
İslam’ın her emrinde, bu nefsi kırmak vardır,
İslam’a uyuldukça, zararları azalır.
İstişare eyle ki, bu, kırar nefsi iyi,
Zira nefis istemez istişare etmeyi.
Eğer yolda giderken rastlarsan bir mümine,
Önce sen selam ver ki, kırılsın nefsin yine.
Müsafeha edecek olursan yine eğer,
Önce sen el uzat ki, bu da çok nefsi ezer,
Kırıldığın kimseden önce sen özür dile,
Ki, yine senin nefsin kırılsın böylelikle.
Öfkelenme halim ol, çok çalış, olma tembel,
Bunların her biri de, nefsi kırar mükemmel.
Muvaffak olmanın da sırrı, halim olmaktır,
Tatlı dil ve güler yüz, yani güzel ahlaktır.
Nefsin, bizi en fazla kandırdığı husus da,
Bize hep; “Sen haklısın” dedirtir her hususta.
Lakin Resulullahın tavsiyesi, bu değil,
Bize, Onun ahlakı olmalı rehber, delil.
Zira O buyurur ki: (Eğer iki Müslüman,
Herhangi ihtilafa düşerlerse bir zaman,
Hangisi diğerinden özür dilerse önce,
Yüksek bir köşk verilir o kimseye, ölünce.)
Mevki ve selahiyyet, mal çokluğu, zenginlik,
Kabiliyetli olmak, güzellik ve zekilik,
Ayrıcalık, üstünlük sağlayan şeyler de hep,
Felakettir insana, olursa kibre sebep.
Bundan kurtulmanın da çaresi, tevazudur,
Alçak gönüllü olan, daima huzurludur.
|