Cibril aleyhisselam, gelip Salih Nebi'ye,
Bildirdi: (Müminlere, mescit inşa et) diye.
Mescidin inşasına, başladı Salih Nebi.
Yardım ediyorlardı, ona melekler dahi.
Mescidin yapılması, tamam oldu nihayet.
Müminler, o mescitte ederlerdi ibadet.
Salih Nebi gece gün, konuşup kavmi ile,
İmana çağırırdı, onları tatlı dille.
Ve lakin o insanlar, hem inanmıyorlardı,
Hem de bu Peygamberle, alay ediyorlardı.
Bir gün de, kendisine dediler ki: (Bizi sen,
Bilinmeyen bir dine çağırırsın esasen.
Bize, putlarınızı bırakınız diyorsun.
Ad kavmi helakiyle, bizi korkutuyorsun.
Halbuki kum üstüne yapılmıştı o evler.
Elbet rüzgar onları, yıkıp, yerle bir eder.
Bizim evlerimizse, dağlara oyulmuştur.
Rüzgarın dağ yıktığı, hiç vaki olmuş mudur?
Ey Salih, senin aklın ermez böyle şeylere.
-Hâşâ-Rabbinin dahi, gücü yetmez bizlere.)
O anda şiddetli bir ses ile irkildiler.
Bütün putlar, bu sesle, yüz üstü devrildiler.
Diyordu ki: (Putlara, yapılmaz hiç ibadet.
Salih, Hak teâlânın Peygamberidir elbet.)
Semudlular bu hali görünce, hepsi bir bir,
Dediler: (Olsa olsa, bu, Salih'in sihridir.
Doğru bir kişi idi, halbuki o evvelden.
Şimdi, yalancılığı ortaya çıktı hepten.)
Salih aleyhisselam, asasını o ara,
Yukarı kaldırarak, bağırınca onlara,
Kalblerine büyük bir korku düşüp o zaman,
Herbiri, bir tarafa kaçıştılar oradan.
Ertesi gün, tekrardan bir araya geldiler.
Ve Salih Peygamberden, mucize istediler.
Dediler ki: (Peygamber olduğun doğru ise,
Gelip vahşi hayvanlar, söylesin bunu bize.)
Seslendi Salih Nebi: (Ey vahşiler, geliniz!
Peygamber olduğuma, şehadet eyleyiniz.)
O esnada bir arslan, koşup geldi önüne.
Dedi: (Buyur ey Salih, muntazırım emrine.
Sen, Allah tarafından gelen bir peygambersin.
İnsanları küfürden, hakka davet edersin.)
Bu hadise, onların gitti gariplerine.
Dediler ki: (Bakınız, şu Salih'in sihrine.)
Onlar böyle deyince, arslan dahi aniden,
Onların üzerine, hücuma geçti hemen.
Kâfirler çok korkarak, evlerine gittiler.
Hatta kapılarını, derhal kilitlediler.
Lakin arslan, terk edip gitmeyince o yeri,
Korkup, yaptıklarına pişman oldu herbiri.
Dediler ki: (Ey Salih, senden özür dileriz.
Bizi bundan halas et, seni dinleyeceğiz.)
Salih Nebi, arslana işaret etti hemen.
Hayvan, boyun bükerek uzaklaştı o yerden.
|