Yusuf aleyhisselam, Zeliha'nın evinden,
Kaçarak kurtulmuştu ancak onun elinden.
Gömleğinin, arkadan yırtılmış olması da,
Onu haklı çıkardı, Zeliha karşısında.
Başka delilleri de inceleyip hakimler,
Onun haklılığına, kat'i hüküm verdiler.
Şöyle ki, Yusuf Nebi, hür olmasına rağmen,
Aziz'in kölesiydi görünüşte, zahiren.
Dediler: (Bir kölenin, Zeliha'ya böyle bir,
Hareket yapması da, uzak bir ihtimaldir.
İkincisi, peşpeşe koşarlarken o günde,
Yusuf koşuyor idi Zeliha'nın önünde.
Kötü bir düşüncesi olsa idi Yusuf'ün,
Ne için Zeliha'nın önünden kaçsın o gün?
Üçüncüsü, Zeliha süslü ve şıktı gayet.
Yusuf ise giymişti, çok sade bir kıyafet.
Böyle kötü niyeti olsaydı onun eğer,
Bilakis o giyerdi çok cazip kıyafetler.
Dördüncüsü, o evde uzun müddet kalmıştı.
Ve lakin böyle bir hal, hiç vuku bulmamıştı.
Beşincisi, Zeliha ederken onu itham,
Açıkça konuşmayıp, söyledi muğlak kelam.
Halbuki Yusuf ise, hiç telaşlanmayarak,
Savundu kendisini, açık ve net olarak.
Eğer suçlu olsaydı, konuşmazdı böyle net.
Zira suçlu olanlar, çekinir, korkar elbet.
Altıncısı, o Aziz, iktidarsız kişiydi.
Öyleyse bu hadise, Zeliha'nın işiydi.)
Böyle değerlendirip insanlar bu davayı,
Kat'i suçlu buldular bu işte Zeliha’yı.
Aziz vakıf olunca, işin hakikatine,
Utandı hanımının işbu hareketine.
Ve dedi ki: (Ey Yusuf, kimseye deme sakın.
Bugünkü hadiseyi başka kimse duymasın.
Ey Zeliha, sen dahi günahına tövbe et.
Zira suçlu olduğun anlaşıldı nihayet.)
Sakladılar ise de her ne kadar bu işi,
Yine de çok geçmeden, duydu bunu çok kişi.
Bilhassa hadiseyi işiten çok kadınlar,
Zeliha'yı, arkadan konuşup kınadılar.
Dediler ki: (Zeliha, Ken'anlı kölesine,
Öyle bir tutulmuş ki, mağlub olmuş nefsine.
Yüreğine işlemiş o kölenin sevgisi.
Gözüne görünmezmiş ondan başka birisi.
Acep niçin o gence tutulmuş ki bu kadar?
Yok mudur onun gibi civan delikanlılar?)
Onlar söyleseler de, buna benzer sözleri,
Aslında başka idi onların gayeleri.
Zira duymuşlardı ki, Yusuf'a bir an bakan,
Derhal onu severdi, hiç elinde olmadan.
Onlar da düşmüşlerdi onu görmek derdine.
Lakin yoktu gösteren onu kendilerine.
Görmek, belki bu yolla mümkün olur diyerek,
Tahrik ediyorlardı Zeliha'yı bilerek.
|