Oğulları, hazret-i Yakub’a dediler ki:
(Ey baba, Bünyamin'i bizim ile gönder ki,
Zahire getirelim gidip Mısır ilinden.
Korkma, ona bir zarar ziyan geleceğinden.)
Açtılar o sırada zahire ve yükleri.
Gördüler, paraları konulmuş tekrar geri.
Dediler ki: (Biz artık, ne isteriz ey baba!
Bundan büyük iyilik olur mu ki acaba?
İşte görüyorsun ki, Mısır'ın o Aziz'i,
Tekrar iade etmiş bize sermayemizi.
Şimdi Bünyamin'i de götürürsek birlikte,
Bir yük fazla zahire alırız böylelikle.
Zira bize, bu buğday az gelir ey babamız!
Bizim, daha çoğuna vardır ihtiyacımız.)
Yakub aleyhisselam buyurdu: (Öyle ise,
hemen geri götürün o akçeyi Aziz'e.
Belki de yanılarak iade etmişlerdir.
Yahut da bu şekilde bizi denemişlerdir.
Peygamber evladıyız diyorlar bu kişiler,
Bakalım bu doğru mu demiş olabilirler.)
Sonra, oğullarından, Bünyamin hususunda,
Hemen yemin ettirip, söz aldı en sonunda.
Buyurdu: (Bünyamin'i, sağ ve salim olarak,
Getireceğinize söz verin bana mutlak.
Etrafınız çevrilip tam çaresiz kalmanız,
Müstesnadır tabii toptan helak olmanız.)
Onlar, babalarına kuvvetli söz verdiler.
Hatta Allah adıyla ona yemin ettiler.
Yakub aleyhisselam buyurdu: (Öyle ise,
Rabbimiz şahit olsun, bu dediklerinize.)
Duyup evlatlarından bu ahit ve yemini,
Gönderdi onlar ile göz nuru Bünyamin’i.
Lakin onlar çıkarken tam Mısır seferine,
Bazı tavsiyelerde bulundu herbirine.
Çünkü hep boylu poslu, kuvvetli kişiydiler.
Hepsi de yakışıklı ve gösterişliydiler.
Üstelik Yusuf Nebi onları çok sevmişti.
Bunu da, Mısır halkı iyice öğrenmişti.
Yakub aleyhisselam bunları bildiğinden,
Düşündü ki, Mısır'a girerse hepsi birden,
Olur ki nazar değer onların bu haline.
Bu yüzden buyurdu ki: (Oğullarım, siz yine,
Şehre, tek bir kapıdan, birlikte girmeyiniz.
Hep ayrı kapılardan, ayrı ayrı giriniz.
Bize düşen, sadece sebebe yapışmaktır.
Rabbimizin takdiri neyse o olacaktır.
Size göz değmesini dilerse, değer elbet.
Ama O dilemezse, erişmez bir musibet.
Allahü teâlâya aittir bütün işler.
Gelir elbet zuhura, ne dilemişse eğer.
Ben, ancak Rabbimize dayanır, güvenirim.
Ona tevekkül eder, Ondan yardım beklerim.)
|