Meydana, yetmişiki sihirbaz gelmişti tam.
Fir’avnın karşısında, ettiler arz-ı endam.
Ve ona dediler ki: (Çağırdın geldik, fakat,
Eğer galip gelirsek, ne var bize mükafat?)
Dedi: (Gayet tabii, siz galip gelirseniz,
Benim yakın adamım olursunuz hepiniz.)
Hazret-i Musa dahi, kardeşini alarak,
Teşrif etti meydana, asaya dayanarak.
Baktı ki, toplanmışlar bir hayli çok sihirbaz.
Üzülüp, herbirini eyledi hemen ikaz.
Hiddetle çıkıştı ki: (Yazıklar olsun size!
Hiç beraber olur mu sihir ile mucize?
Siz, Allah ve Resul’e karşı mı gelirsiniz?
Böyleyse, tam hüsrandır ancak akıbetiniz.)
İnsafla karşılayıp, etmediler itiraz.
Toplanıp, müşavere ettiler bunu biraz.
Dediler ki: (Apaçık peygamberdir bu kimse.
Ona iman etmezsek, bir bela gelir bize.)
Ve lakin Firavun’un zararından korktular.
Bunu, müsabakadan sonraya bıraktılar.
Her birinin elinde var idi ip ve asa.
Edebe riayeten dediler ki: (Ya Musa!
Sen mi önce başlarsın, bizler mi başlıyalım?
Bu babta sen ne dersen, biz de öyle yapalım.)
Cevaben buyurdu ki: (Siz başlayın ilk kere.)
Onlar, aletlerini koydular hemen yere.
Ve sihir tesiriyle, ipler ile asalar,
Oynadı yılan gibi, gördü bunu insanlar.
Sonra hazret-i Musa, asayı koydu yere.
Kocaman bir ejderha oldu o birden bire.
O ip ve sopaları, yerlerden toplıyarak,
Yutuverdi hepsini, bir mucize olarak.
Sihir aletlerinden kalmadı yerde eser.
Az sonra o ejderha, asa oldu bu sefer.
O kadar aletleri yutup aldı içine.
Genişleme olmadı hacminde asla yine.
Bu büyük mucizeyi görünce sihirbazlar,
Peygamber olduğuna verdiler kati karar.
Secdeye kapanarak, dediler ki: (Şimdi biz,
Alemlerin Rabbine iman ettik hepimiz.)
Fir’avn bunu görünce, kudurdu, öfkelendi.
Gadabından, yerinde duramaz hale geldi.
Dedi: (Ey sihirbazlar, siz benden müsaadesiz,
Musa'nın tanrısına iman mı edersiniz?
Demek ki oymuş meğer, hepinizin üstadı.
Siz de körüklersiniz demek ki bu fesadı.
Ben sizin cezanızı veririm şimdi ama.
El ve ayağınızı kesip de çaprazlama,
Hurma ağaçlarına asayım da akıbet,
Herkes bu halinizi görsün de alsın ibret.)
Dediler: (Ey Firavun, ne yaparsan yap bize.
Biz iman eylemişiz hakiki Rabbimize.
Senin, ancak dünyada erişir bize zulmün.
Ve lakin ahiret var, hesap var elbet o gün.)
Buna rağmen o zalim, yaptı dediklerini.
O iman edenlerin öldürdü herbirini.
Sabahleyin, cümlesi sihirbaz ve kâfirken,
Akşama mümin olup, hep öldüler şehiden.
|