Artık hazret-i Ömer, bir anda değişmişti.
Resulün muhabbeti kalbine işlemişti.
Hemen dedi: (Ya Habbab, ilet beni Resule.
Zira yanıyor kalbim sırf Onun sevgisiyle.)
Bu hadiseden sonra, bir müddet geçti zaman.
Yandı, tutuştu kalbi, Onun iştiyakından.
Kavuşturması için hemen Resulullaha,
Gece, sabaha kadar dua etti Allah’a.
Ve hazret-i Said’den sual etti o sabah.
Dedi: (Nerde bulunur şu anda Resulullah?
Çabuk ulaştır beni, şerefli huzuruna.
Hizmetinde bulunup, köle olayım Ona.)
Allah’ın Sevgilisi, o dakika, o saat,
Bir evde, Eshabına ediyordu nasihat.
Eshab, her gün görmekle Onun nur cemalini,
Hem dahi işitmekle tesirli sözlerini,
Sonsuz lezzet ve zevkle, kalbleri parlıyordu.
Halden hale dönerek, ruhlar ferahlıyordu.
Said dedi: (Ya Ömer, Resulullah şu anda,
Sohbet buyurmaktadır Eshabı arasında.
Sahabe’den hazret-i Erkam’ın evi vardır.
Öyle zannederim ki, şu anda oradadır.)
Hazret-i Said ile, hazret-i Ömer, hemen,
Resule varmak için çıktılar o haneden.
Büyük bir aşk içinde giderlerken ikisi,
O şerefli hanede, Allah’ın Sevgilisi,
Küffârın cefasından kurtulmak gayesiyle,
İnziva ediyordu bir avuç Eshabiyle.
Evin geliş yoluna, bir gözcü koymuşlardı.
Hepsi, Onun uğruna, can-siper olmuşlardı.
Zira hazret-i Ömer, Ebu Cehl’in vaadine,
Aldanıp, çıkmış idi, o Serverin katline.
Ümit ve sevinç ile bekleşirken kâfirler,
Müminler üzüntüde, endişede idiler.
Lakin onların kalbi, sohbetiyle Resulün,
Temizlenir, nurlanır, şad olurdu gün be gün.
Onların tek arzusu, şu idi ki nihayet:
Halkı, açık olarak etsinler dine davet.
Derlerdi ki: (Ölmeden, söyleseydik bir kere,
Kelime-i tevhidi birlikte, aşikâre.)
O kadar artmıştı ki onların bu arzusu,
Nihayet arz ettiler Resule bu hususu.
Dediler ki: (Ne olur, bize izin veriniz.
Çıkalım bu haneden, bir kerecik hepimiz.
Söyleyelim Tevhidi yüksek bir seda ile.
Gam değil ondan sonra, hepimiz ölsek bile.)
Buyurdu: (Ey Eshabım, asla gam çekmeyiniz.
Bu babta ümitli ve kavi olsun kalbiniz.
Hazret-i İbrahim’i, Nemrud’un ateşinden,
Ve dahi İsmail’i, bıçağın kesmesinden,
Nasıl kurtardı ise, vaktiyle cenâb-ı Hak,
Kurtarır bizi dahi bu cefadan muhakkak.
Yardımı, bizim ile birliktedir Allah’ın.
Bekleyin, biraz sonra ne olacak bir bakın.)
|