Resulullah, defnedip Uhud şehidlerini,
Teselli eylediler, Sahabe-i güzini.
Buyurdu: (Hak teâlâ, ruhunu şühedanın,
Kursaklarına koydu, yeşil renkli kuşların.
Cennet ırmaklarına gelirler, su içerler.
Yemişlerinden yiyip, etrafı seyrederler.
Cennet nimetlerinin lezzetini görünce,
Onların hatırına şöyle gelir ilk önce:
Keşke kardeşlerimiz, bizlere bahşolunan,
Şu güzel nimetleri bilselerdi de şu an,
Düşman ile cihaddan, hiç çekinmeselerdi.
Seve seve savaşıp, can feda etselerdi.)
Rabbimiz buyurur ki o şehid olanlara:
(Sizin bu halinizi, bildiririm onlara.)
Bir âyet-i kerime gönderip sonra hemen,
Aynen şöyle buyurdu bu âyette mealen:
(Hak teâlâ yolunda şehid olanları, siz,
Diğer insanlar gibi, ölü zannetmeyiniz.
Hak teâlâ katında, diridir elbet onlar.
Cennet nimetleriyle her an rızıklanırlar.
Ve derler ki dünyada kalan mücahidlere:
Korku ve hüzün yoktur, burada şehidlere.)
Rabbimiz, şehidlere buyurur: (Ey kullarım!
Canınız ne isterse, söyleyin, tattırayım.)
Şehidler de cevaben derler ki: (Ey Rabbimiz!
Bunlardan daha üstün bir nimet bilmeyiz biz.
İstediğimiz şeyi, yiyoruz fazla fazla.
Ve lezzetleniyoruz her türlü tad ve hazla.
Biz ancak, tek bir şeyi isteriz ki zatından,
Dünyaya döndür bizi, ahiret hayatından.
Yine, düşmanlarınla cenk edip savaşalım.
Din uğrunda can verip, tekrar şehid olalım.)
Peygamber efendimiz, bunları anlattılar.
Eshabının kalbini, böyle ferahlattılar.
Yapılacak başka şey kalmamıştı ki artık,
Dönmek için, yapıldı gerekli her hazırlık.
Allahü teâlânın dinini yaymak için,
Gelmişlerdi Uhud’a Ensar ve Muhacirin.
Öyle kahramanlıklar gösterdi ki her biri,
Bunların, olmamıştır tarihte bir benzeri.
Arslan gibi dövüşüp Resulullah önünde,
Küffâra bir ders daha vermişlerdi o günde.
Peygamber efendimiz, Eshabiyle nihayet,
Uhud’dan, Medine'ye eylediler hareket.
Biraz sonra gelince, tam Harre mevkiine,
Getirdi Resulullah, Eshabı saf haline.
Ellerini açarak, dedi ki: (Ya ilahi!
Bütün hamd ve senalar, sanadır bizatihi.
Kalbimizi, imanla süsle ve onu sevdir.
Küfür ve azgınlıktan, bizleri nefret ettir.
Bizi yaşat ve öldür, hep Müslüman olarak.
Salihler zümresine, bizleri eyle ilhak.)
Resulün duasına, bilcümle sahabiler,
Hepsi, can-ü gönülden (Âmin! Âmin!) dediler.
|