Peygamber efendimiz güzel tevazuundan,
Asla üstün tutmazdı kendini Eshabından.
Birisi kendisini çağırsa idi eğer,
Ona, (Efendim!) diye seslenirdi her sefer.
Bir gün Eshabı ile, çıkmışlardı bir yola.
Bir yerde, yemek için verdiler biraz mola.
Koyun kesip, pişirmek istediler o zaman.
Birisi, (Ben keserim) dedi hemen Eshabdan.
Biri aldı üstüne derisini yüzmeyi.
Aldı bir diğeri de, etini pişirmeyi.
Peygamber efendimiz buyurdu: (Ey Eshabım!
Ben dahi ateş için, çalı çırpı toplarım.)
Onlar arz ettiler ki: (İstirahat edin siz.
Odun toplanacaksa, hallederiz onu biz.)
Allah'ın Sevgilisi buyurdu: (Ey Eshabım!
İsterim ki, benim de olsun bunda sevabım.
Evet siz, her hizmeti yaparsınız muhakkak.
Ama siz iş görürken, ben istemem oturmak.)
Eshabının yanına gelse idi o Server,
Ayağa kalkmazlardı oturan sahabiler.
Zira bilirlerdi ki, böyle değil muradı.
Onu üzmemek için böyle davranırlardı.
İçeri girdiğinde, geçmezdi baş köşeye.
Girince, otururdu boş gördüğü bir yere.
Bir gün bastonu ile, çıkmış idi sokağa.
Onu yolda görenler, kalktılar hep ayağa.
Durup, o kimselere şöyle hitab ettiler:
(Benim için ayağa kalkmayın ey müminler!
Ben dahi sizin gibi bir insanım, bir kulum.
Herkes gibi yer içer, herkes gibi uyurum.)
Asla sert söylemezdi O hizmetçilerine.
Hatta yardım ederdi, onların işlerine.
Bu babta şöyle der ki Enes bin Malik dahi:
(On sene hizmet ettim Resule bizatihi.
Lakin bu on senede, hizmeti Onun bana,
Benim Ona yaptığım hizmetten çoktur daha.
Yine bu on senede, bana hiç incindiği,
Asla vaki olmadı, sert bir şey söylediği.)
Her sabah namazını kıldırıp bitirince,
Nur yüzünü Eshaba döndürerek hemence,
Onlara sorardı ki: (Hasta bir kardeşimiz,
Varsa, ziyaretine gidelim bir kaçımız.
Ve yine cenazesi var ise bir kişinin,
Yardımına gidelim o din kardeşimizin.
Aranızda bu gece, var ise rüya gören,
Anlatsın, tabirini yapalım onun hemen.)
Çocuk ve yaşlılarla latife yapıyordu.
Böylelikle onların gönlünü alıyordu.
|