Abdülaziz Dehlevi, âlim ve veli zattı.
Bir gün, sevdiklerine, şu vakayı anlattı:
Abdullah bin Mübarek adında bir evliya,
Hacda iken bir gece, gördü şöyle bir rüya:
Semadan yeryüzüne, iki melek indiler.
Sonra, birbirleriyle hasbihal eylediler.
Meleklerden birisi, sordu ki diğerine:
(Bu sene, kaç Müslüman geldi bu Hac yerine?)
O dahi cevabında, şöyle dedi o zaman:
(Bu yıl Hacca gelenler, altıyüzbin Müslüman.)
Birincisi sordu ki yine ikincisine:
(Peki, kaçının haccı kabul oldu bu sene?)
Dedi ki: (Bu kadar çok kimse Hacca gelmiştir.
Lakin hiç birininki, kabul edilmemiştir.
Fakat Şam'da, Ali bin Muvaffak diye bir zat,
Var ki, Hac sevabını kazanmıştır o bizzat.)
Abdullah bin Mübarek, bu rüya üzerine,
O zatı bulmak için, yöneldi Şam şehrine.
Ali bin Muvaffak’ı sorarak ahaliden,
Hanesini öğrenip, yanına gitti hemen.
Önce selam vererek, anlattı rüyasını.
Dedi ki: (Söyle bana, sen şu işin aslını.
Sana, Hac sevabını kazandıran iş nedir?
Ne amel işledin ki, kazandın böyle ecir?)
Ali bin Muvaffak da, buna çok etti hayret.
Dedi ki: (Bilmiyorum, yapmadım bir ibadet.
Ayakkabı tamiri yapmaktır asıl işim.
Otuz seneden beri, Hacca gitmek isterim.
Üçyüz dirhem parayı, biriktirip nihayet,
Bu yıl, Hacca gitmeye etmiştim halis niyet.
Lakin kısmet olmadı bu sene de bana Hac.
Zira bir komşum vardı, gayet fakir ve muhtaç.
Bir gün gidip gördüm ki bu komşumun evine,
Et kokusu yayılmış evinin her yerine.
Şaka ile dedim ki: (Et pişiyor ocakta.
İkram et de, beraber yiyelim şuracıkta.)
Ben böyle söyleyince, ağladı hüngür hüngür.
Dedi ki: (Çocuklarım, aç bekliyor üç gündür.
Bütün şehri dolaşıp, iş aradım bir hafta.
Lakin hiç bulamadım uygun iş, bir tarafta.
Bir yolun kenarında, ölü bir hayvan gördüm.
Zaruret miktarınca, kesip eve götürdüm.
Yemek pişiriyorum çocuklara o etten.
İkram edemiyorum size de bu sebepten.)
Ben bunu öğrenince, çok sızladı yüreğim.
Ve hemen düşündüm ki: Buna yardım edeyim.
Muhtaç olan kimseye, yardım eli uzatmak,
Nafile ibadetten, kıymetlidir kat be kat.
Abdullah bin Mübarek, öğrenince bu hali,
Buyurdu: (Çok isabet eylemişsin ya Ali!)
|